Beyne dolanan düğümler
İnsanın kafası karışıyor. Bir taraftan Cumhurbaşkanı başörtülü bir HSYK üyesi atıyor, yargıda bir tabuyu devirip bir dönemi kapatıyor, diğer yanda araba kullanan bir başörtülü kadın, Ankara Garı’nda, başkentin göbeğinde, bir karı kocanın saldırısına uğrayıp “Sen araba kullanmamalısın” diye tahkir ediliyor.
Bazı düşünceler, kanunlarla, reformlarla değişmiyor demek ki! 28 Şubat artığı postmodern yobazlar, içindeki kinleri hâlâ atamadılar. Hani piyasa ağzıyla söylersek, “Bi bitmediniz gitti.” Söylenmedik yer kalmadı ama burada bir kez daha söyleyelim: Uzaya mekik fırlattınız da başörtüsüne mi takıldı? Ne yapalım, beyninizi çıkarıp yeniden mi formatlayalım arkadaş! Ameller niyetlere göredir, kusura bakma ama senin niyetin bozuk, hukuk ne yapsın?
Nedir ki istediğin, gerçekten merak ediyorum. Hukuk önünde adalet, fırsat eşitliği, devletin ve toplumun sunduğu bireysel ve toplumsal imkânlar, sadece sana ve senin gibi düşünenlere mi verilsin? Bu halinle hangi Cumhuriyeti temsil edeceksin? Hangi demokrasi anlayışı senin zihniyetini ortaya koyuyor? Jean-Jacques Rousseau’nun Toplum Sözleşmesi mi sana sunuyor bu bağnazlığı? İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde mi bir hak olarak geçiyor senin bu zorbalığın? Cumhuriyet kurulurken senin anneannene “gördüğün bütün başörtülü kadınlar düşmanındır” diye bir vasiyet mi bırakılmış? Nedir içine sindiremediğin? Toprak aldın da başörtüsü mü gelip taş koydu önüne? Ağaç diktin de başörtüsünün rüzgarıyla dalları mı kırıldı? Ev yaptın da, başörtüsü damını mı deldi? Varlığını içine sindiremediğin her insanla, aslında kendi varlığını değersizleştirdiğinin farkında değil misin?
Evet, sana söylüyorum. Bir tek ben doğruyum, hepiniz yanlışsınız mantığıyla yetişen küçük narsist! Sen kim oluyorsun da, bu ülkenin bir vatandaşına, “Sen araba kullanmamalısın” diyorsun? Böyle yaparak kendi düşmanlarını oluşturduğunun farkında değil misin? Ve üstelik, bunu söylemek istemezdim ama zorla söylettin: Sen bize yabancısın. Bu ülkeye yabancısın. Bu millete yabancısın. Tarihimize, medeniyetimize, irfan ve kültürümüze yabancısın. Bu ülke, 72 çeşit milleti ve inancı bağrında kardeşçe beslemiş de, senin şu sağır, kör kalbine küçük bir sevgi ve hoşgörü tohumu dahi ekememiş. Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Müslümanı, Yahudisi, Hıristiyanı bu topraklarda bir potada buluşturmuş da, senin şu ne idüğü belirsiz, mesnetsiz, hedefsiz, sevimsiz bakış açına hiçbir artı değer katmamış. “Sen de yanlışsın, sen de yanlışsın, hepiniz yanlışsınız” diye diye, din alimi kimliğini hokkabazlığa çeviren ilahiyatçı gibi komiksin.
Bu sorunu ancak şöyle çözebiliriz. Artık başörtülü olmayanların da bu tür saçmalıklara dur demesi gerekiyor. İnsanların kılık kıyafetiyle uğraşma rezaletinin kimseye bir fayda getirmediğini öğrenecek tecrübelere sahibiz. Ben hayatımda başörtülü olmayan, dindar olmayan hiçbir bayanın varlığını sorgulamadım. “Bunlar ne arıyor bu şehirde?” demedim. Ve sana tanıdığım özgürlüğün aynısını senden istiyorum. Bu ülke senin düşüncelerin yüzünden çok vakit kaybetti. Artık yeter! Çöz artık şu beynine doladığın düğümleri!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.