Beyazit'ta Şanli Duruş
Nice vakittir birlik beraberlik görmeye hasret idik. Ne zamandır Müslümanları yekpare olup sadece ifsada karşı dururken görmüyorduk. İşte renklilerin eylemleri vesilesiyle Müslümanlar tek vücut oluverdi. Beyazıt'tan haykırdığımız duruş şanlı duruştur. O duruş ki ümmete; bakın tükenmedik halen buradayız dediğimiz duruştur. 17 haziran günü onursuzlar, onur yürüyüşü adını verdikleri sapıklığı ilan için Cuma günü Beyazıt'ta toplanacaklardı. Hata 1; İsyankar olup sapıklığın yolunu seçtiler. Hata 2; Yürüyüş için Müslümanların bayramı olan mübarek Cuma gününü seçtiler. Hata 3; Mevkii olarak Beyazıt'ı seçtiler. Kendi tercihleri ile bu ülkede nesli ifsadı gaye edinen, avrupayi genişlikleri bu topraklarda normalleştirmeye çalışan, buranın 6 asır İslam'a sancaktarlık etmiş ecdad toprağı olduğunu unutan renklilere tabii güzel bir ders gerekiyordu. Ve o gün gelip çattığında onursuzluk yürüyüşü için harekete geçilecekken meydanlar bir anda Tekbir sesleriyle inlemeye başladı. Orada bulunanlar şimdiye kadar bolca kutuplaştırıcı söze kurban gitmiş, bayadır birbirlerinden hazetmeyen ve ne üzücü ki hayırda bile birlikte iş yapmayıp bir başka çatı altındakilerini eleştiren camialardı. Şükür ki hep bir ağızdan Ayet-i kerimeleri bağıra bağıra okuyup meydanı cahiliye dönemindeki küfür ehlinin ve Hz. Lut kavminin torunlarına bırakmadılar. Dernek, cemaat, ocak ya da stk fark etmeksizin herkes Allah'ın ordusuna katıldı ve tuğyanı önledi. O gün İstanbul'da olup renklilere fırsat vermeyenlerden Allah razı olsun.
İşte bu şanlı duruş bizimdir. Bu şanlı duruş hem geçmişimiz hem geleceğimizdir. Bu şanlı duruş Beyazıt'tır, yarın Filistin’dir, belki bir gün Doğu Türkistan’dır, Arakandır, Hindistan’daki zulümlerin sona erme ümididir, Mısır'ın yeniden Mursi gibi liderler çıkarma azmidir, Çanakkale ruhudur. Kısacası asıl onurlu duruş bu şanlı duruştur.
Mustafa Burak Doğan