Bayram
Bayram hem ulusal hem de uluslararası boyutu var. Bu bayramlar kaybettiklerimizi, ihmallerimizi, unuttuklarımızı, çaresizleri, mazlumları, yetim ve öksüzleri, açları, sömürülenleri hatırlama, insanlığımızı değerlerimizi ortaya koyup ağlayana, arayana, çaresizlere, gülmeyenlere yaklaşma can olma yaşadığımızı bir gün de olsa onunla paylaşma, elimizi uzatma gönlüne dokunma insan olduğumuzu fedakarlığımızla insanlığımızla paylaşımlarımızla bayramı unutmuş mazlumlara çaresizlere az da olsa bayramı vesile bayram paylaşmak. Kurban Bayramı.
Süper devletlerin Avrupa’nın zenginliğinden bahsetmek onlara özenmek daha da ileri giderek devletimizin imkanları ile okuduğu, bursunu harcadığı halde Batıya gitmek isteyenleri anlayamıyoruz.
Dünyanın en büyük imparatorluğunu parçalayan emperyalist ülkeler sadece yıkmadılar. Altınlarını, zenginliklerini değerli ne varsa aldılar götürdüler. Atalarımızın zenginliği üzerine kondukları yetmiyormuş gibi bir de koca imparatorluktan parça parça devletler kurdular. Kukla sömürülmesini kolaylaştıran kuklaları başa getirdiler. Sonra da biz zengin ülkeleriz diye sömürdükleri Osmanlı’nın yıkılışı ile kurulan devletleri kemiklerine kadar sömürdüler. Ne kadar kutsalları varsa yerle bir ettiler. Camiiler, mescitler, hanlar, hamamlar hazineleri yağmaladılar, yıktılar, yok ettiler. Müslümanlara zulüm modern dünyanın karanlık aydın sömürüsünün adı oldu. Sömürülen, talan edilen atalarının hak ve hukukunu arayacaklarına bir kısım aydınlar sömüren zalimleri batılılara hayran duyarak inkarın hayranları oldular.
En büyük kıtalardan olan Afrika’da yaşayan insanların kahve, muz, altın, petrol vs. vs. hepsini aldılar götürdüler. Açlığa çaresizliğe terk ettiler. Bir bardak suyu bile çok gördüler. Hayvanların çamurlu sularına mahkûm ettiler. Bırak bayramları insanlıklarını bile unutturdular. Kuru ekmeğe muhtaç, ölmemeye razı ettiler.
Şimdi Afrikalı kendini sömüren aç açık bırakanları tanıdıkça sömürü çarklarına kin duymaya çareler arama başladı. Fakat durum o kadar acı ki ölmemek için çırpınıyorlar. Eğer eski Osmanlı atalarının torunları, ekmeğini paylaşarak kurtuluşa olan ümidi gözlerinden parlıyor.
Onların suyunu çıkaran kumanyasını getiren kardeş olan can olan bizleri öylesine seviyorlar ki ‘’Almadan veren ölmeden doyuran kurumadan içiren kardeşlerim’’ derken gözbebekleri gülüyor. Bizlerle kurban, ramazan bayramları yardımlaşmayı kardeşliği insan yerine konulduklarını anladılar.
Bu bayram başta Afrika olmak üzere sömürülen, ölüme terk edilen mazlumların dirilişinin ayakları üzerine basma yolunun başladığı gerçek bayramlarının başladığı, şafak vakti.
Bu bayramlar mazlumların hatırlandığı, insan yerine konduğu ekmeklerimizin, suyumuzun, aşımızın paylaşıldığı gerçek bayramlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.