Türklerin bin yıldır Anadolu topraklarında var olmasının en büyük sebebi, karşısında kim olursa olsun, yılmadan mücadele etmesidir. Bu miras Anadolu Selçuklu Devleti’nden Osmanlı’ya miras kalmıştır. Devletlerin adının değişmesi ne mücadeleyi etkilemiş ne de Nizam-ı Alem düşüncesinin değişmesine sebep olmuştur. Türk Milleti bu coğrafyada iz bırakmıştır.

Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşını kaybetmesiyle birlikte emperyalist güçlerin en büyük hedeflerinden bir tanesi de Anadolu olmuştur. Türk Milleti’nin yüzyıllardır adaletle yönettiği, uğruna kanının son damlasına kadar mücadele ettiği bu topraklar ilk değil ancak son kez kaybedilme tehlikesi yaşamıştır. Ancak dediğimiz gibi isimler, devletler değişir, Türk Milleti’nin yılmaz mücadelesi değişmez. Başkent İstanbul’un işgal edilmesiyle Mustafa Kemal, Anadolu’ya hareket etmiş ve bir kez daha mücadeleyi başlatmıştır. Türk Milleti nice yıldır büyük komutanlarla tarih yazmıştır. Anadolu halkı bağımsızlık için kanının son damlasına kadar savaşmıştır. Kazanılan Milli Mücadele’de Anadolu halkının önemi, desteği, yaptıkları kimse tarafından inkar edilemez. Belki de Mustafa Kemal Anadolu halkının verdiği bu mücadeleyi Ankara’yı başkent yaparak taçlandırmak istemiştir. Yüzyıllardır İstanbul’un gölgesi altında yaşayan, sorunları asla dile getirilmeyen Anadolu halkı belki de ilk defa bu kadar önemsenmiş, değer görmüştür.

Ne yazık ki Cumhuriyet’in ilerleyen dönemlerinde Başkent Ankara olmasına rağmen İstanbul yeniden merkez haline gelmiştir. Ülkenin yönetimi Anadolu’nun merkezinde iken, her olayda İstanbul konuşulmuş, Mustafa Kemal’in Anadolu ve Ankara’ya verdiği önem, yaptığı yatırımlar aranır hale gelmiştir. Elbette ki İstanbul bizlere Fatih’in emanetidir. En büyük değerimizdir. Ancak bu durum Anadolu halkının görmezden gelinmesine, sorunlarının yok sayılmasına neden olmamalıdır. Anadolu halkının itirazı, karşıtlığı bu durumadır. Ekonomi, siyaset, futbol başta olmak üzere bütün yatırımların tek bir noktaya yönetilmesi ülkemiz için kayıptır, Anadolu halkı için kayıptır.

Maalesef ülkemizde basit bir eğlence kültürü olan futbol bile İstanbul takımları üzerinden dönmektedir. Sponsorluklar, hibe edilen devlet arazileri, ödenmesi gereken vergilerin affı, daha sayamayacağımız bir çok ayrıcalık İstanbul kulüplerine gözü kapalı hediye edilirken Anadolu kulüpleri kazandıkları küçük miktarlarla bu takımlara karşı mücadele etmeye çalışmaktadır.

Geçtiğimiz hafta şehrimizin takımı Ankaragücü’nün küme düşmesiyle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin başkentini, en üst düzey ligde temsil eden takım kalmazken, İstanbul tam sekiz takım ile temsil edilmektedir. Dünya’da ise en üst düzey liglerde takımı şampiyon olamayan tek Başkent ne yazık ki Ankara.

Anadolu’nun merkezi, Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara’nın en basit örnek olarak futbolda bile destek görmemesi, İstanbul’un gerisinde kalması ne yazık ki bu şehrin çocuklarını derinden üzmektedir. Bizler Anadolu için, Ankara için atalarımızın yaptığı gibi mücadele etmeye devam edeceğiz. Başkent hazin sonu yine, yeniden yaşadı. Ancak bu mücadelenin bittiği anlamına tarihte olduğu gibi gelmeyecektir. Anadolu için mücadele eden birileri hep olacaktır.