Geçmişini doğru tespit eden, geleceğe doğru adımlarla yürüyen, çözüme planları olan, omuzlarında şerefli aziz milletin yükseliş planları hazırlanmalıdır.

Atalarımız günlük hedefleri olan değil; günlük, aylık, yıllık, asırlık, kıyamete kadar hedefleri olan; adalete, huzura, barışa götüren, değişimlerin, güzel günleri sırtlayıp geleceğe taşıyan insanlık mimarları bugün koyacağın hedefler geleceğin aydınlığı olacaktır. Bir şehre plan, proje değil; şehirleri ülkeleri, kıtaları, nerede insan varsa davete muhatap olduğu insanlığın tamamının kurtuluşa davet eden devasa bir ideal hedefe hızlanarak yürüyen, öldürene karşı yaşatan, sömürene karşı paylaşan. Yaratılanları yaratanın koyduğu kurallara davet eden elçilerin mirasçısı, takipçisi olan, hedeflerini Fatih Sultan Mehmet Han gibi oynarken bile çöp ile hedefini toprağa, ruhuna çizen. Zafere inancında zerre kadar tereddüdü olmayan müjdelenmiş atalarımızın gönülleriyiz.

Geleceğe ait projeleri olmayanlar idealleri olanların taşeronları olur. Devasa ideali olanların taşeronları olur.  Devasa ideali olanlar her türlü şartlarda yüreklerinde taşırlar.  Engel üzerine engellere göğüs gererler. Kutsal hedeflerini azim ve gayret yavaşlatamaz. Tam tersi uyarmaya gayrete yükünün önemini hatırlatılmasında vesile olur. Mehmet’in tekerleğinin tümseğini açacağına zindanda adı gibi inanan. Necip Fazıl’ı bugünlere gelinen yolların döşeyici sevdalı sanatçısı Sakarya Türküsü olanların, milyonların ideali hilalin burcunda taçlanmış. Toplanmaya devam ediyor.

Gelecek elbet Allah’ın izniyle bizimledir. Yeterki kutsal yürüyüşe destek olalım. Omuz omuza verelim. Yürüyenlerin yoluna taş koymayalım. Hatta yoldaş olalım.

‘’Dostlarıyla uğraşanlar, düşmanlarıyla uğraşamaz’’ der Selahattin Eyyübi
Muhalefet etmek memleketime şu projelerimle ben daha iyi yaparım. Ben daha iyi yönetirim demektir. Yoksa kendinden başkalarına itibarsızlaştırmak, ötelemek değil. Osmanlıyı yıkanların bir kısmının sonra pişman olmaları yıkımı durduramamıştır. Barışın temsilcisi, Adaletin sahibi mazlumların hamisi Osmanlı yıkıldığında birinci dünya savaşı, ikinci dünya savaşı oldu. Dünya insanlık altında kalmıştır. O günden bugüne mazlumlar, emperyalistlerin zulüm ve işkencelerinden feryat etmekle çırpınmaktadır. Osmanlının torununu beklemektedir. Bu torunlar inşallah yeni dünyanın barış elçileri olacaktır.