Büyük zaferlerle destanlar yazılmış, sanat dalları ile yeni nesillere “Çanakkale geçilmez!” diye geçit verilmemiştir. O günkü kahramanların ve kahramanlıkların müzeleri, sanat eserleri vs canlı canlı ruhumuzda yaşatıyoruz.

Hala anlamadığım Abdülhamit Han'ı, Osmanlı'yı yıkanların içeriden dışarıdan bütün düşmanlar bir mermi atmadan İstanbul'u işgal etmişlerdir. Çanakkale'de dünyanın tamamını yenip geldikleri gibi gidenler hiçbir direniş olmadan teslim olmuşlardır.

Daha sonra da Osmanlı'nın yetiştirdiği değişik cephelerde kahramanlıklar göstermiş paşalarımız ve Kazım Karabekir tarafından hazırlanan Anadolu'da Millî Mücadele başlatılmıştır. Anadolu kıyama kalkmış, topyekûn vatansa bu can bin defa feda diye Cumhuriyet kurulmuştur. Çanakkale'de saldıranların bir kısmı Şanlıurfa gibi bütün Anadolu önünde saygı duyulacak kahramanlıklarla zafer kazanılmıştır.

Mecliste ayakta defalarca okunarak istiklal ve bağımsızlığımızın destanı İstiklal Marşı kabul edilmiştir. Daha sonra tarihte savaşlar yaptığımız Çanakkale'de saldıranları İstanbul'u işgal eden Avrupalıyı örnek almamız Avrupalılaşmak istenmiştir. Bu programla yerli ve milli değerlerimizin hamuru, mayası ile önder ülke olmak için kolları sıva yerine Avrupalılaşmak rüyası uyanmamızda geciktirmeye sebep olmuştur.
Yerli ve milli değerlerimizin, bayrağımızın gölgesinde Allah'ın daveti, ezanların manevi heyecanı ile milyonlarca arazide medeniyetler kuran cebir, matematik vs çoğu buluşların atalarını Osmanlı'yı örnek alma, araştırma yerine Avrupalılaşmada ısrar edilmiştir.

İsyanlar, ihtilaller vs hizaya getirme gayretleri muhtaç hale gelmemize sebep olmuştur. Dünyaya hükmeden, hamilik yapan Osmanlı yıkıldıktan sonra ekmek veremediğimiz Ahmetleri, Mehmetleri, canlarımızı Almanya'ya karın tokluğuna çaresizlikten gönderilmiştir. Avrupalılaşmak ön hizmet etmeye sebep olmuştur.

Almanya'ya giden canlar ağır şartları aşmış ve bugün Almancı değil, Alman iş adamı, mühendisi, sanayicisi, en sevdikleri döneri kabul ettirmişler, iş adamı olmuşlardır.

Şimdi Gazze'de bombalanan, füzelerle evleri yurtları başlarına yıkılan bebekler, çocuklar, kadınlar topyekûn Gazze yanıyor. Çocuk hakları, kadın hakları, insanlık, vicdan, merhamet şehitlerle yok ediliyor. Bu ağır şartlarda bile önünde eşi, kucağında yavrusu şehitlere sarılmış, Allah'a yalvarıyor. Eşimi, çocuğumu şehit olarak gönderiyorum. Allah'ım sana güveniyor, senden yardım istiyoruz yakarışları, Allah'a teslimiyetleri dünyaya ayağa kaldırdı. Gazze şehitleri Allah sevgisi iman bağı dünyanın meydanlarını dolduranların dirilişine, kendine gelişine, Allah ile büyük sevginin dünyaya yayılmasında merhametlerin, vicdanların, insanlığın, Allah sevgisi ve bağlılığı meydanlardan ses geliyor.

Avrupa'da Kur'an-ı Kerim, İslam, Gazzelinin imanı başta Avrupa ve dünyada meydanlardan biz buradayız, merhametler, insanlık diriliyor.

Şimdi Avrupa'da İslam ve dolayısıyla Kur’an-ı Kerim, ezan yanı İslam'ın devasa o büyük iman ve Allah'a bağlılıkları, sevgilerinden dolayı İslam rüzgârı esiyor. Şimdi Avrupalılaşmak