ANKARA AYAZI
Tarihler bugün 3 Ekim'i gösteriyor. Artık havalar da git gide soğuyor. Ne kaldı şurada Kasım ve Aralık'a. Şimdilik mevsimlik montlarla idare ediyoruz ama birkaç ay sonra sıkı giyinmeye şimdiden hazırlık yapın.
Çünkü geliyor o meşhur Ankara ayazları.. Başkentli olmayan bilmez tabi ki Ankara ayazını...
Geçmiş yıllara kıyasla göremiyor olsak da o ayazlar yine içimizi donduruyor. Tırnaklarımızı o soğuklar buz kesiyor.
Şimdiden duyar gibiyim "sıcak bir çorba ne iyi gider" sözlerinizi...
Üstünden duman çıkan sıcacık çorba neye iyi gelmez ki, buz gibi hangi yüreği ısıtmaz ki...
Kış aylarının vazgeçilmezleridir soba karşısında durmak, ellerini sobanın karşısına uzatarak o sıcaklığı iliklerine kadar hissedebilmek. Ancak doğalgaz gelince o günleri de özler olduk. Bir köy evine gitsek kimin gözleri bir soba aramıyor ki ya da sobanın üstünde kızaran ekmeği, kaynayan çayı
Soğuklar Ankara'ya tam gelince eskilere bir özlem ister istemez duyacağız. Karlar yağdığında sokak ve cadde aralarında kaydığımız o neşeli günleri de yad edeceğiz. Sokak ortasında da eskiye göre kayan pek çok çocuk göremiyoruz.
Evet, artık kış ayına girdik sayılır. Sabah ve akşamları her yer buz gibi. Çoğu evlerinde sıcak çay ile ısınıyor. Ancak bir evi olmayan evsiz vatandaşlar ise ne yapacak!
Bu kış onları da düşünmeliyiz. Biliyorum ki onlarla ilgili güzel projeler var inşallah onlar uygulanır ve kış ayını rahat ve sıcak içinde geçirirler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.