Biz insanlar amellerimizi sadece Allah yolunda onun rızasına mazhar olabilmek için isteriz. Mümin inananlar ibadetlerini yapmadan önce niyetleri ile başlarlar. Niyet bizlere Peygamber Efendimizin tavsiyesidir, İnsan fiillerinin Allah katında değerinin ve sonsuz âlem için karşılığının öncelikle niyete göre belirleneceği bildirilmiştir. 

Müslümanlar yaptığı iyi ve güzel işlerde sadece Allah’ın rızasını kazanmak onun hoşnutluğunu kazanacak işler yapmalıyız. Bizler iyi niyete yönelmeli salih işler yapmalı şu Ramazan ayında da bu yaptıklarımıza dikkat etmeliyiz. Niyet dil ile ifade edilen değil kalp ile sabit olandır. Çünkü Cenabı Allah kalptekilerine açığa vurduklarımıza da bilendir. Yapacağımız ibadetlerin hem açığa vurmak hem de kalp ile tasdik etmeliyiz. 

Bu gerçek bir mümindir, Peygamber Efendimiz ihlasla yapılan ibadetleri övmüş, arkasında samimi bir niyet bulunmayan, gösteriş, şöhret, çıkar ve riya amacı ile yapılan davranışları asla tasvip etmemiştir. Kuranı Kerimde, “Ey İman edenler; Allah’a ve ahiret gününe inanmadığı halde insanlara gösteriş olsun diye malını harcayan kimse gibi sadakalarınızı başa kakmak ve gönül kırmak sureti ile boşa çıkarmayın buyurmuştur.” (Bakara Suresi 264 ayet.) 

İbadetlerimizi yaparken gösteriş ve riyadan sakınmalıyız sadece Allah’ın rızasına mazhar olabilmek için yapmalıyız. Yüce Allah insanların kalplerine, niyetlerine ve onları gerçekleştirmedeki azim ve kararlılığımıza bakar. Bizlerde yapacağımız işlerde kararlı ve istikrarlı olmalıyız, Peygamber Efendimiz Hadisinde Allah sizin dış görünüşlerinize ve mallarınıza bakmaz, bilakis kalplerinize bakar buyurmuştur. İnsanlara, canlılara ve eşyaya iyimser bakmak, onlar hakkında olumlu düşünceler beslemek, iyi düşünmek, iyi niyetli olmak hem bu dünyada hem de ahirette huzur ve saadetli getirir. 

Niyetim temizliği samimiliği ve ona yüklenilen anlam ölçüsünde yararlı davranışlar ve salih amellerde değer kazanır. Davranışlarımızda her zaman ahireti tercih eden Hz Peygamber Efendimiz Müslümanların da fiillerinde geçici ve kısa olan dünyayı değil sonsuz ve gerçek hayatı düşünmelerini arzular. Bunlarla birlikte de amellerin sayısını değil niteliğin önemli olduğunu öğretirken niyette de hiçbir dünyevi karşılık gözetmeden sadece Allah’ın hoşnutluğunu esas alınması gerektiğini şöyle vurguluyor, Kim Allah için sever Allah için nefret eder Allah için verir, Allah için engel olursa İmanı kelama ermiştir. Kelama ermiş kullardan olabilmek dileği ile.