Mesleği, işi, konumu ne olursa olsun fark etmez; ama herkesin yaptığı işin dışında bir sosyal faaliyeti olmalı bu dünyada.

   Bu, bireysel olarak kişinin kendisi için yaptığı bir faaliyet olabilir; mesela el sanatları, yabancı dil kursları, meslek edindirme kursları vs...  Veya toplumsal bir faaliyet olabilir, gönüllü olarak huzur evlerinde, çocuk esirgeme kurumlarında, hastanelerde hasta bakımı gibi. İşte bu ve benzeri uğraşlar sayesinde insan, nefsin ve şeytanın vesveselerinden muhafaza olur, aynı zamanda ebedi yaşayacağı ahiret hayatında asla mutsuz olmaz.

   Eğer bir uğraşımız olmazsa, nefsimiz bizi kim bilir hangi olmazlara sürükleyip hangi çıkmazlara sokar.

   Velilerden biri, eliyle dikiş diker arkasından diktiği o yeri söker, sonra tekrar diker, tekrar söker dururmuş.
  
Sormuşlar :

" Eğer dikmen gerekliyse sonra niçin söküyorsun ve madem söküyorsun sonra yeniden niye dikiyorsun? "

   Şu mealde şahane bir cevap vermiş :

"  Siz şu içinizdeki nefs-i emmare denilen varlığı iyi bilmezsiniz, o öylesine fesat, öylesine huysuz, öylesine zalimdir ki  eğer ben onu böyle dikip sökme gibi bir meşgale ile oyalamasam, bu kez o benim yakamı bırakmaz, beni boş veya yaramaz işlerle meşgul eder, öyle olmadık suçlara, günahlara, duygulara sürükler ki tarif olunmaz... "     ( Başmakaleler, M. Esad Coşan)

   Bu menkıbe konuyu öyle güzel özetlemiş ki paylaşmaktan kendimi alamadım.

   İşte bireysel olarak yapacağımız faaliyetler, bizi bu gibi tuzaklardan korur. Nefsin ve şeytanın düşmanımız olduğunu ve helakimiz için uğraştığını asla unutmamalıyız, bunun için de bir meşguliyet bulup açık kapıları kapatmalıyız.

   Peki, toplumu ilgilendiren yardım faaliyetlerinin ne gibi bir getirisi olabilir?
Onu da şu şekilde örneklendirebiliriz.

   Nasıl ki, ne kadar kalacağımızın belli olmadığı dünya hayatı için yaşlandığımız zaman rahat edelim diye birikim yapıp yatırım yapıyorsak, neden ebedi kalacağımızdan emin olduğumuz ve iman edip inandığımız ahiret hayatı için de, cennette geçer akçe olan iyilik yapıp sevap biriktirmeyelim.

   İşte bunun en kestirme yolu da fisebilillah yardım faaliyetleridir. Gönüllü olarak yapacağımız bu hizmetler biraz zahmetli olsa da, yarın ahirette ebedi saadetimize vesile olacaktır.

   Büyüklerimiz "halka hizmet Hakk'a hizmettir." buyurmuşlar ve hep bu yolda yürümüşlerdir. Rabbim bizleri de bu yolda ter döken kullarından eylesin inşallah amin.

Selam ve dua ile....