Allah aşkına bu ticaret mi?
Efendimiz’in (sav) sözüdür.
“Ticaret yapın, çünkü rızkın onda dokuzu oradadır.” (İhya, 2/64)
İslam dini ticaret yapmayı helal kılmış. Hatta ticareti tavsiye etmiştir. Ancak nasıl bir ticareti? Esnaf adını taşıyabilmenin kuralları var. Hüner olan rızkı kazanmak değil, kazanılan rızkın helal olmasıdır. Günümüzde ticaret yaparken bazı hassasiyetlere dikkat edilmediğini görüyoruz. Bunlar bizzat tecrübe edindiğim için söylüyorum. Hatta toplumda tüketiciyi yanıltmaya, kandırmaya yönelik ticaretin yapıldığını da zaman zaman şahit olmuyor değiliz.
Bizzat kendi yaşadığım birkaç örnek üzerinden ticarette, bilerek ya da bilmeyerek, yapılan bazı haksızlıklara dikkat çekmek istiyorum.
Tabi genelleme yaparak hakkıyla iş yapan esnafları bundan müstesna tuttuğumu da belirteyim.
İşte onlardan biri; alışveriş merkezinde geziyoruz. Yeğenim “amca pizza istiyorum” diye tutturdu. Biz de x firmasının önüne geldik. Dükkânın önünde devasa bir pankart, üzerinde; “Büyük boy pizza 16.99 TL” yazıyor. Altındaki resimde oldukça büyük bir pizza, içinde tam sekiz malzeme (sucuk, salam, sosis, mısır, kaşar, mantar, biber, domates). Kasaya yanaştım. Kasiyere afişteki pizzadan istediğimi söyledim. O da bana; “Beyefendi o beş malzemeli isterseniz 19.99TL’ye 8 malzemeli yaptırabilirim.” dedi. “Ben fotoğraftakinin aynısını istiyorum” deyince kasiyerden gelen cevap biraz sert oldu. “Beyefendi anlatamıyorum herhalde 16.99 TL’lik olan beş malzemeli. Fotoğraftaki 19.99 TL.” Yapılan bu yanıltmacanın üstüne kasiyerin de çıkışı eklenince kendimi tutamadım. “Kardeşim siz dolandırıcı mısınız? Eğer o fotoğraftaki pizza 16.99 TL değilse altında niye o fotoğraf var. 5 malzemeli olan pizzanın fotoğrafını koyun. Fiyat 17 TL ama fotoğraf 20’lik olanın.” İşte kandırma politikası, büyük olanı, fazla olanı, göz doyuranı reklam et, tezgâh arkasında ne tutturabilirsen müşteriye onu ver. Böyle bir mantık olur mu kardeşim?
Bir örnek daha, yufkacının camında kocaman yazıyor; yufkanın kilosu 5 TL. İçeri girdim, bir kilo yufka istedim. Tezgâhtar 6 adet yufka sarıp teraziye koymadan sardı, bana verdi. Dedim ki; “tartıya koymadın bir kilo olduğunu nereden biliyorsun? Cevap; “Abi biz bu işi senelerdir yapıyoruz, 6 tanesi bir kilo gelir.” Olsun sen yine tart dedim. Tartı, 920 gram… 80 gram noksan… Kardeşim haramda niye ısrar ediyorsun? Cama 6 tane yufka 5 lira de. Ya da kurtarmıyorsa kilosu 6 TL de 920 gramı yine 5 TL’ye gelsin. Ne sen kesene haram kat, ne de müşteri kandırılmış hissine kapılsın. 80 gram seni zengin mi edecek?
Örnekler bitmez.. Günümüzde artık denetimler sıkı tutulduğu için pek olmuyor ama önceden semt pazarlarında kocaman puntolarla, “domates 3TL - biber 5TL” yazısının altına, gözün göremeyeceği boyutlarda “yarım kilosu” yazdıklarına da şahit oluyorduk. Uzaktan fiyatı görüyorsun, yakına gelince şok oluyorsun. Neden “yarım kilosu” ibaresini büyük yazmaktan çekiniyorsun?
Bu tür gayri ahlaki ticari oyunları kafanız çok dalgın değilse rahatlıkla anlayabilirsiniz. Peki fark etmesi daha da zor türden olanlar ne olacak?
Mesela kaçınız toplu alışveriş yaptığı zaman aldığı fişi kontrol ediyor. Yine bizzat yaşadığım olaylardan bir örnek. Büyük, adı bilinir, hatırı sayılır bir marketten alışveriş yapıyorsunuz. Çıkışta fişi baştan aşağı kontrol ediyorsunuz. İçerideki etiketlerin üzerindeki rakamlarla, fişteki rakamların bazılarının aynı olmadığı dikkatinize çekiyor. Eğer fişi kontrol etmezseniz, gitti. İnsanların çalıştığı yerde zaman zaman hatalar olabilir. Ama bu sürekli oluyorsa bir daha oradan alışveriş etmeyin bence. Ben etmiyorum.
Başka bir yöntem de üzerinde “kapatıyoruz” “zararına” ya da “yüzde 70’e varan indirimler” tabelası bulunmayan dükkân kalmadı gibi. Vatandaş gerçekten kapatan, zarar eden, ucuz olan hangisi bilemiyor. Bir esnaf çözümü bulmuş, dükkânının ismini “kapatıyoruz” koymuş, habire pankart bastırmaktan kurtulmuş.
Bu ve benzeri olaylarla siz de karşılaşıyorsunuzdur. Amaç fiyatı düşük gösterip, vatandaşı tezgâha, dükkâna çekmek… Sonrası tüccarın hünerine (!) kalmış. Müşteri fark etmezse ne âlâ…
Bir de bu yapılanlara itiraz edince problemli müşteri oluyorsunuz. Bazen esnaf sizden baskın çıkıyor. “Almazsan alma kardeşim, zorla mı satıyoruz” fırçasını basıyor size. Ancak bu telkinlerden yılmayın, haksızlık görürseniz üstüne gidin, itiraz edin. Haklıysanız kanunlar sizden yana. Haksızlığa uğradığını düşündüğü zaman gerekli mercilere şikâyet edin.
İşin bir de dini boyutu var. Dinen de terazide hile yapmak, insanı kandırmak, özürlü malı sağlam gibi göstermek, hak etmediği parayı müşteriden almak haramdır. Bunlardan kimseye hayır gelmez. Bunu yapınca “uyanık esnaf” da olmazsın, anca “günahkâr esnaf” olursun. İnsanoğlunun, müşterisini kandırarak, onların elinden hakkı olmayanı aldığı zaman, kendi ticaretine zarar verdiğinin, haram yediğinin bir an önce farkına varması gerekiyor.
Şimdi ben size soruyorum. Allah izninin dışında yapılan bu ticaret sizce, Efendimiz’in (sav) tavsiye ettiği ticaret mi?
Allah’a emanet…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.