Medeniyetlerin, kültürlerin, tarihlerinin oluşması, ortak değerlerin paylaşılması ile ortaya çıkmaktadır. Bu değerler ortak değerlerimiz, sevincimiz, millet oluşumuza; farklılıkların zamanla adil, kardeşçe, insan haklarına bağlı, yüksek, dost olma, kardeş olma arzusu güçlü bir millet, örnek olmayı sağlar. Arzuların gönüllü ve istekli olarak beraberliği paylaşmaktalar. Hatta güvenli, emniyetli huzur yoludur. Temelinde ortak değerlerin güçlü olmasından tek millet değerlerin güçlü olmasından tek millet değerlerin, vatanın, bayrağın, ezanın vs. en güzel arzulardır.

Büyük medeniyetler, kültürler, sağlıklı yaşam tarzlarının alt yapısında doğru, yaradana şükran esaslı, büyük değerlerin kaynağı, büyük toplumları dünyada öne çıkarmaktadır.

Mezopotamya dünyanın en eski medeniyetlerinin, dinlerin, kültürlerinin yaşadığı yerler. Buralar da dünyaya ışık olduğu merkezler. Hz. Musa peygamberimiz, Hz. İsa Peygamberimiz, Hz. Muhammed peygamberimiz daha niceleri yakın coğrafyada ümmetiyle bulunmuştur.

Dinlerin ortak hedefi vahyi insanlar arasında gönüllülük zemininde yaşanır halde olması gayretidir.

Dinler insanları kardeşçe huzur içinde yaşamasını sağlayana, ortak değerleri canlı tutma, yaşatma gönüllülerinden oluşmaktadır. Her şeyin Allah’ın insanlara geçici bir süre için emanet olduğunun bilinçli yaşama, daha iyi şartlarda gelecek nesillere aktarılmasını ve yaşamasının sağlama gayretidir.

Bütün dinlerde ibadet vardır. Vahyin esası Yaradan’ı tek olarak kabul edip ona sevdalanmaktır.

Dinler insanların insanı, hayvanları bütün yaratılanını yaşatmasını ve korumasını istemektedir. Emanetçi olmasını kabul etmesi, mal yüzünden yaşanılan kavgaların hararetini azaltmaktadır. Onun için öldürmek yasak, yaşatmak görevdir.

Tamamında yardımlaşma vardır. Örnek olarak: İslam’da yetimin başını okşamak bile ibadettir. Miras dağıtılırken o yerde ihtiyaç sahibi varsa o paydan ona da verilir. Allah paylaşmayı << Zekat, infak>> gibi bütün dinlerde de yardımlaşma esastır. Emperyalist sömürü çarkları gibi işi bitince öldürme hedefleri yoktur. Ortak değer yaşatmaktır.
İnsanlığın fabrika ayarlarına uygun yaşayabilmesi, adalet, sevgi, huzurun hakim olması için kendini Yaradan’ının koyduğu kurallara sımsıkı yaşamasına bağlıdır.

Dinlerde ortak değerlerimiz vardır. Çünkü kaynağı tek, eşi ve benzeri olmayan Allah’a aittir.
Eğer bugün insanlar öldürüyorlarsa, yalan, çamur atma sanatı sanal dünyada yaygınsa, iftirai hırsızlık gibi Allah’ın yasakları toplumlarda yaşıyorsa insanların fabrika ayarlarını ortadan kaldırmak için büyük bir saldırının olduğunu gösteriyor.

Libya’da büyük kahraman Ömer Muhtar’ın hakkı savunduğunda insanlar kitleler halinde katleden Fransa’yı unutmamalıyız.

Emperyalist sömürü düzenlerini inkarcıların, zalimlerin beklediği cehennemin varlığı bile durduramıyor.
Yaşatma, yardımlaşma gibi Hakkı ve Adil yolu tercih varken vahyin huzuruna teslim olmalıyız. 
Fabrika ayarlarına dönüş gayreti heyecanı için aklını kullanma zamanıdır.