Adem Öztürk

Adem Öztürk

Aile Yok Oluyor Nükleere Ne Hacet…

Aile Yok Oluyor Nükleere Ne Hacet…

Ülkemiz BM tarafından yaşlı nüfus ülkesi ilan edildi. Çocuk nüfusu 1935 yılından beri ilk defa artış hızını düşürdü, yaşlı nüfus cumhuriyet tarihinde ilk defa iki haneli rakama ulaştı ve toplam nüfusun yüzde 10’unu geçti.

1980’lı yıllarda batı toplumlarında başlayan nüfus planlaması ya da kontrollü nüfus büyümesi artık sonlandırılmış durumda.

Fakat yaşam algısındaki değişim refah düzeyindeki gelişim ve insanların bireyselliğe yönelmesi yeni bir hayat standardı geliştirdi. İnsanlar sadece kendi geleceğini düşünmeye ve topluma dair düşüncelerini ötelemeye başladılar.

Maaşımı alır tatilime gider keyfime bakarım. Sabah işime gider, akşam eve gelir yemeği dışarda yer, hafta sonları eğlence mekânlarında eğlenir, gece dışarılarda geçer gündüz işyerimde...

Aslında insan bu mu?

Alıştığımız insan sorumluluğu sadece kendine değil çevresine olan insandı…

Oysa insan sadece kendine Müslüman oldu… Hani derler ya kendine Müslüman olmak Anadolu tabiri ile.
Sadece kendi geleceğine odaklanan nesil geldi.

Aşırı tüketim, ya da moda dediğimiz olgu; yalnız giyim kuşam, yeme içme de değil soysal alanda da insanı girdaba sürüklüyor.

İşini düşünen ve sadece kariyer gelişimine odaklanmış, kendini düşünen sosyal/sosyal medya dünyasından ödün vermem diyen insan haline geldi.

Artık bu tip insanların varlığı çoğaldı.

Bin bir emekle okuttuğumuz çocuklarımız kırklı yaşlara gelmesine ve oldukça iyi bir kariyer ve geliri olmasına rağmen yuva kurmaktan ısrarla kaçıyorlar.

Bin bir emek harcayıp kariyer yapan gençlik önceliği mesleki gelişim olduğu için yuva kurmayı öteliyor ve bir bakmışınız ömür trenleri kaçmış.

1980’lerde ülkemizde kadınlar için evlenme yaşı ortalaması 19-21’li yaşlar iken günümüzde bu durumu 28-30 yaş ortalamasına gelmiştir.

1980’lerde ülkemizde doğurganlık binde 5.5’larda iken günümüzde binde 1.5’lere gelmiş durumda bu durum bir felaket habercisidir.

Nükleere gerek kalmamaktadır. Toplumu yok etmek için nükleer bomba atmak yerine nesli bitirmek daha ekonomik ve daha yeşil dostu diye düşünülmeye başlanmıştır.

Erken yaşta evlenen anne ve babanın çocukları güçlü ve dayanıklı olmaktadır. Günümüzde evlilik yaşının yukarılara çıkması orta yaş üzeri anne baba sendromunu ortaya çıkarmıştır. Bu durum güçsüz ve bağışıklık sistemi dayanıksız çocukların dünyaya gelmesine sebep olmuş ve hem de ebeveyn ile çocuklar arsında kuşak çatışmasının fazla olmasına neden olmuştur…

Yetkililer bu konuya derhal müdahale etmelidirler.

Aile’yi korumak savunma sanayiini korumak kadar önemlidir.

Çalışan annelere doğum izninde ücret ve SGK primi kesintisi mutlaka durdurulmalı, anne ücretli sigortalı izne ayrılarak doğum teşvik edilmeli, işyerlerinde zorunlu kreş uygulamasına gidilmelidir.

Genç evlilere sıfır faizli konut desteği, çeyiz desteği, araç desteği gibi pozitif ayrımcılık yapılmalı gençler arasında genç evlilik teşvik edilmelidir.

Gençlerin hem evlilik yapmaları hem de kariyer yapmalarının önü açılmalı genç annelere esnek çalışma modelleri geliştirilmelidir.

Aksini düşünmek insanı ürküten sonuçlar ortaya çıkarır… Allah korusun…

Saygılarımla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
SON YAZILAR