Aile Huzuru
Hz. Peygamber (S.A.V) kadınlarına karşı oldukça sert davranan bir toplum içerisinde yetişmiştir. Cahiliye dönemi bir tarafa İslami dönemde bile zaman zaman bu sertliğin izlerine rastlamak mümkündür, her konuda olduğu gibi Allah Resulü kadına karşı şiddet hususunda da müstesna bir duyarlılığa sahipti.
Başta hadis eserleri olmak üzere İslami kaynaklar Hz Peygamberin hayatı ile ilgili bütün bilgileri en ince detayına kadar verdikleri halde onun eşlerine ve çocuklarına karşı şiddet uygulamak bir yere en küçük bir hareket veya kırıcı bir sözünden bahsetmemişlerdir. Müslüman bir kimse eşine baskı ve şiddet uygulamayı savunamaz ve bunu normal göremez çünkü bu ayetleri insanlara tebliğ eden Allah elçisi onların nasıl anlaşıp uygulanacağını da bize öğretmiştir.
Namazı nasıl onun öğrettiği gibi kılıyorsak, eşimize de onun eşlerine davrandığı gibi de davranmak durumundayız. Efendimiz, “Müminlerin iman bakımından en olgun olanları ahlakı en iyi olanlarıdır, sizin en hayırlılarınız da hanımlarına karşı en iyi davrananızdır” buyurmuştur.
Hz Peygamber’in hatibi olan Sabit B. Kayıs sert tabiatlı biriydi. Bir gün öfkesine yenik düşmüş ve eşi ile girdiği bir tartışmada ona vurmuştur, kadıncağızın kolu kırılmıştı Abdullah bin Ubey’in kız kardeşi olan Cemile veya Habibe isminde bu hanım yaşadığı bu olayı gizlemeyerek derdini erkek kardeşi ile paylaştı. Evliliğini böylesi eziyetli şartlarda sürdürmek istemiyordu, kardeşi duruma müdahale ederek Peygamber Efendimizin yanına geldi, bunun üzerine Allah Resulü Sabit’e haber göndererek onu yanına çağırttı eşinden alman gereken muhalea bedelini kocasından ayrılma talebi karşılığı ödeyeceği parayı al ve onu serbest bırak buyurdu.
Sabit bunu kabul etti, bizler de bu durumdan mütevellit eşlerin kadınlara karşı nasıl davranılması gerektiğini gösteren en iyi örneklerden biridir. Kuranı Kerim’de, “Sadakatsizliğinden endişe ettiğiniz eşlerinize öğüt verin onları yataklarında yalnız bırakın ve bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız onları dövün, eğer yaptıklarından vazgeçip size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Allah yücedir büyüktür” (Nisa Suresi 34 ayet)
Aile içi huzursuzlukların ilk tezahürü eşlerin birbirlerine karşı kırıcı davranmaları ve hakarete varan sözler sarf etmeleridir. Tekrar eden bu davranış zamanla kalıcı olabilmekte, sanki aile ilişkisini doğal bir parçası olarak algılanabilmektedir. Peygamber Efendimizin kesinlikle yasakladığı kötü söz aile ortamında hem eşler, hem de çocuklar için psikolojik bir şiddete dönüşmekte ve hayatı çekilmez bir hale getirmektedir. Aile kurabilmek kadar onu ayakta tutabilmekte çok önemlidir, bunu yapabilmenin tek yolu aile huzurunu zedeleyen sebepleri ortadan kaldırmaktır. Özellikle günümüzde eşlerin başta aile bireylerinin birbirlerine karşı uyguladıkları maddi ve manevi psikolojik boyutları olan şiddet sadece ailenin değil tüm toplumun huzurunu tehdit eder duruma gelmiştir. Aile düzeninin devamı başta eşler olmak üzere tüm aile fertlerinin birbirlerine karşı sevgi, şefkat, merhametle muamele etmelerine karşı karşılıklı hak ve sorumluluklarının yerine getirmeleri önemlidir. Bizler de ailelerimize karşı huzurlu, sevgi ve merhametli ailelerden olabilmek dileği ile.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.