Ahiretin tarlası
Yüce Allah tarafından en güzel biçimde yaratılan ve imtihan için dünyaya gönderilen insanın hayatı, dünya hayatı, kabir hayatı olmak üzere üç safhadan oluşmaktadır. İnsanın doğup yaşadığı ve nihayetinde eceli geldiğinde öldüğü yer dünyadır. İnsan ömrü ile sınırlı hayatını dünyada geçirir orada yaratıcısı tarafından sunulan nimetlerden faydalanır. İyi ve kötü işlerle hayatını burada geçirir sonunda Allah'ın huzuruna gider işte dünya hayatı geçici olup insanın kendisine verilen sürenin sınırlı olan birinci hayatıdır.
Kabir hayatı ise ölümle başlayan ve tekrar dirilinceye kadar devam bir hayattır. Ahiret hayatı ise dünya ve kabir hayatından sonra gelen inananların cenneti inanmayanların ise ebedi olarak cehennemi yaşayacağı sonsuz bir hayatın adıdır. Dünya hayatı Kuranda genellikle ahiret hayatı ile birlikte zikredilmiş bazen ikisi arasında karşılaştırma yapılarak ahiret hayatının üstün olduğu belirtilmiştir.
Kuran'a göre ahiret için amelleri engellemeyen ve aksatmayan dünya hayatı meşru bir nimet hatta iyiliktir. Nitekim Müslümanların Rabbimiz bize dünya da iyilikler ver ahirette de iyilikler ver diye dua etmeleri tavsiye edilmiş. O yeryüzünde olanların hepsini sizin için yaratandır, denilmiş birçok ayette dünya ve ahiret mutluluğu birlikte vurgulanmıştır. İnsanların Allah'ın kendileri için yaratmış olduğu bu nimetlerden faydalanması onlara sahip olmaya çalışması ve onlarla dünyada bir mutluluk araması yanlış değildir. Kötü olan kişinin asıl yurdu olan ahiretini unutarak hiç ölmeyecekmiş gibi tamamen dünya amaçlı yaşamasıdır. Kuran da maddeyi ve şahsi çıkarı ön plana çıkaran hayat tarzı verilmiştir. İnsanın ahirette ki sonsuz mutluluğu yakalamak için dünyada ki mutluluğu ve nimetleri terk etmesi gerekmez. Bilakis dünyayı ahiretine sermaye ederek daha kazançlı olabilir. Yüce Dinimiz İslam Müslümanların dünya ile ilgilenmesi ancak zaaflarına yenilerek sadece dünya nimetleri peşinde koşmamasını istemektedir.
Ne sadece dünya nede sadece ahiret değil her ikisi arasında dengeyi kurabilmek esastır. Yüce Allah her iki hayatın önemsenmesi gerektiğini Kuranı Kerim de şöyle açıklamaktadır. Allah'ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara dünyadan da nasibini unutma Allah'ın sana iyilik yaptığı gibi sende iyilik yap. Ahirette insanlar dünyada yapmış oldukları işlere göre mükafat veya ceza görecekler herkesin ameline göre derecesi farklı olacaktır. Ancak mal mülk servet makam ve mevki gibi dünyevi imkanlar Allah nezdinde mutlak bir değer ifade etmediği için dünya hayatını sırf bunların peşinde koşarak geçirenler ahiret nimetlerine ve üstün derecelere ulaşamayacaktır. Kuranda dünya hayatının bir oyun eğlence bir süs olduğu belirtilerek insanın ebedi kalacağı ahiret hayatı için azık hazırlaması istenmiştir.
Ey iman edenler Allah'a karşı gelmekten sakının ve herkes yarın için önceden ne göndermiş olduğuna baksın Allah'a karşı gelmekten sakının şüphesiz Allah yaptıklarınızdan hakkı ile haberdardır. Bu yüzden dünyada ne kadar iman edersek ahiretimizde o kadar faydasını görürüz dolayısı ile bu dünya da Allah'ın emir ve yasaklarına uymamız onun dilediği gibi yaşamamız fazla mala mülke önem vermemiz gerektiğini Yüce Allah bizlere bildirmiştir. Allah'ım bizlere cennetine girebilen kullarından eylesin günahlarımızı bağışlasın bu dünyadan öbür dünyaya imanlı gidebilmeyi bütün Müslümanlara nasip eylesin. Selam ve Dua ile.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.