Adaletin Merhameti Olmamalı
Görüyoruz ki, insanların adalet yüzünden ne hale girdikleri ve yaptıklarının yüzünden ne zorluklar çektikleri ortada. Hal böyle olunca bir serzeniş, bir feryat, bir figan alıyor başını gidiyor.
Adaletten korkusu olmayanlar yok değil elbette var ama adaletin merhametinin olmadığı sürece bütün kanun ve yasaklar ile yüzleşecekler ki yüzleştiriliyorlar zaten. Bundan kimsenin şüphesi yok.
Bugünkü yazımın ana maddesi aslında 15 Temmuz süreciyle alakalı olarak insanların neler ile karşılaştıkları ve kanunun en yasal haklarından olan yargılama süreçlerinin nasıl işleyiş gösterdiğiydi.
Bu söylediklerimi bir laf çarpıtma ya da farklı bir bakış açısından anlayacak olan insanlar elbette var. Yok değil. Konumuz itibariyle darbe girişimi sonrasında insanların bir suça bulandığı ve bu suç yüzünden gerekli işlemlere tabi tutulduğu ortada. Ancak bunun içe sızanlar ve asıl içeride olan diğer kesimlerinin hala ele alınamadığını az buçuk söylemek mümkün.
Çünkü her şey ortada. Geçmişten gelen açıklamalar ve basın dünyasında çalkalanan görüntüler, video kayıtları günümüze gelince insanları sütten çıkmış bir ak kaşık sevdasına büründürmez.
Büründürmemeli. Ancak insanlar adaletin içerisine siyasi görüşleri ve fanatizm sevdalısı gibi bakınca ne yazık ki sağlıklı bir karar alınmasından ziyade işlerin sarpa sardığını gösteriyor bizlere. Daha bunu dillendiren ve üzerini kapatmaya çalışan zihniyete ne yazık ki acıyorum. Kınıyorum. Yazılan ve çizilenlere inat doğruluğu yazabilmek ve bunu insanlara aktarabilmek elbette özgüven ister. Dediğim gibi adaletin merhameti olmamalı. Üstü kapatılacak iş yapılacaksa bunlar sadece tüneller ve otoyol çalışmalarında kullanılmalı. İnsanlar görüyor ve doğruyu konuşmalarına müsaade edilmiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.