63.Hükümeti Kim Kuracak?
7 Haziran geldi geçti. Artık siyasi partiler koalisyon görüşmelerine başlayacak. Bu seçim sonuçları sürpriz gibi görünüyor olabilir. Kamuoyu araştırmalarında Ak Parti yüzde 53, HDP yüzde 12 çıkacağı ön görülüyordu.
Şahsi görüşüm son güne kadar seçmenin koalisyon istemediği yönünde ve durumun değişeceğini düşünüyordum. Bu duruma göre de Ak Parti’yi yüzde 46, HDP’ye yüzde 9 olarak yazıyordum. Bunun aksi bir sonuç zaten ülke için bir belirsizlik hali olacaktı.
Gel gelelim diğer siyasi partilere. CHP, MHP ve diğerleri konusundaki tahminim yaklaşık olarak doğru çıktı. CHP’den HDP’ye giden oyların CHP’den milletvekili kaybı Ak Parti’ye gideceği yönünde kanaate sahiptim.
İşte görünen o ki bazen evdeki hesap her zaman çarşıya uymuyor. Ak Parti’nin parlamentodaki çoğunluğunu kaybetmesi herkes için büyük bir sürpriz oldu. Aslında bu durum çok uzak bir ihtimal olarak gözüküyordu. Neden mi? 13 yıldır hiçbir seçimi kaybetmeyen bir partinin bu seçimde de yine oy kaybı olsa da tek başına iktidar olacağı düşüncesi hakimdi.
Şimdi Ak Parti’nin bu gerçekler üzerinden analiz yapması gerekiyor. Bu sonuçların alınmasında kimin sorumluluğu bulunuyorsa yol verilmesi gerek..
Sandıktan çıkan iki seçenek var. Siyasi partiler ya yola devam, ya da erken seçim kararını verecekler.
Ne zaman erken seçim olur? Bu iki şekilde mümkün. Ya meclis erken seçim kararı alır ya da 45 günde hükümet kurulamaz, güvenoyu alınamaz, o tarihten sonra iki ya da üç ay içinde erken seçime gidilir.
Koalisyon kelimesini unutan Türk Milletini erken seçime kim götürecek? Davutoğlu görevi alır hükümeti kuramazsa, görev Kılıçdaroğlu’na verilir, o da kuramazsa ve bu arada süre dolarsa Kılıçdaroğlu kabinesinin Türkiye’yi seçime götürmesi söz konusu olabilir. Davutoğlu, mesela MHP ile anlaşıp bir seçim hükümeti kurabilir. Olmadı, MHP dışarıdan destekler, Davutoğlu seçim hükümeti kurabilir. “Türkiye siyasi bir kriz yaşamasın” diye bir takım milletvekilleri partilerinden istifa edip, AK Partiye geçebilir ya da bağımsız olarak kalır, ama AK Parti’ye destek verebilir, bireysel olarak kabinede yer alabilirler.
Bir başka ihtimal, CHP, HDP, MHP Kılıçdaroğlu’nu destekler, AK Parti muhalefet partisi olur.. HDP zaten kendi içinde bir koalisyon, bu koalisyon konfederatif bir yapı oluşturur. Herhalde dönüşümlü eş başbakanlık sistemine geçilir. HDP’li bakanlar eş bakanlık yapar. Kılıçdaroğlu kabinesinde başbakan yardımcılığını tek aylarda biri, çift aylarda öteki yapar. Üçü bir yerde olmazsa olmaz. Herhalde CHP tek başına azınlık hükümeti kuracak değil. Ya da, MHP, HDP’li bir hükümete, HDP, MHP’li bir hükümete dışarıdan destek verecek değil.
AK Parti, hükümeti kuracaksa 5 ihtimal var. 1-Transferlerle normal hükümet. 2- Azınlık hükümeti, 3-CHP ile hükümet. 4- MHP ile hükümet. 5- HDP ile hükümet..
Ya da bunlardan biri ile yola çıkar, Anayasa değişikliği, Başkanlık Sistemi konusunda uzlaşılan konularda radikal değişiklikler yapılır. Sonra tıkanılan yerde ortaklık biter, ya yeni bir ortak alınıp kalan kısım tamamlanır, olmuyorsa belli bir süre sonra yeniden erken seçim kararı alınır ve uzlaşılmayan konularda referanduma gidilir. Hatta eğer bu iş 2 sene sonra olacaksa, belediye seçimleri de erkene alınıp, genel seçimlere gidilebilir.
Seçim sonuçlarının zihinlerde oluşturduğu şoktan bir an önce sıyrılıp bütün alternatiflere dayalı ihtimaller, maliyet ve risklerin ciddi bir şekilde analiz edilerek bir karar verilmesi gerek. Kararsızlık en kötü tercihtir. Gideceği yeri bilmeyen bir kaptana hiç bir rüzgâr fayda sağlamaz.
AK Parti bu durumu kendi içini temizlemek için bir fırsat olarak görmeli. Unutmayalım, bize şer gibi gelen şeylerde Allah hayır murat etmiş olabilir.
Her zaman ki gibi bekleyip göreceğiz. Bakalım neler olacak neler..
Günün Sözü: "Bize lazım olan soylu bir öfkedir." / Nuri Pakdil
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.