31 Aralık akşamı gerek tv kanallarında gerekse dışarıda her türlü rezilliği, kepazeliği, ahlaksızlığı, şiddeti, cinayetlerin türlü türlüsünü izlerken; “Bu mu benim milletim, bu mu benim halkım, bu mu benim insanlarım, bunlar mı benim gençliğim, bunlar mı benim çağ açıp çağ kapatan ecdadımın torunları!” diye birçoğumuz düşünmüş, yeise, umutsuzluğa kapılmışızdır.
Ve işin en tuhafı mikrofonu eline alan herkes, yeni yılda sağlık, mutluluk, huzur vs. vs. vs. diledi. Çok basit soru! Sınır tanımaksızın istisnasız her türlü çılgınlığı yapanların yanı sıra bunları hoş görenlerin oluşturduğu bir topluluğun bu dileklerinin gerçekleşmesi ne derece mümkün takdirini size bırakıyorum.

2023 yılı Türkiye, Türk Milleti, Türk ve İslam Coğrafyası açısından son derece her zamankinden çok ama çok daha fazla önemli. Bunu cümle âlem biliyor.

Dolayısı ile 2023 yılında beklediğimiz tek şey ama tek şey; “Siyasi Ahlak” olmalı. Çünkü 2023 de, bizim, ülkemizin geleceği belirlenecek.

2023 de; dürüst, namuslu, faziletli, erdemli, tutarlı, halka yalan söylemeyen, aldatmayan, ciddi, samimi, halkı kandırmayan bir siyaset. Erdemli bir siyaset, ahlaklı bir siyaset beklemek çok mu şey istemek olur? Hayalperestlik mi etmiş oluruz?

Siyasilerimizin bu konuda neler yapacaklarını hep birlikte göreceğiz.

31 Aralık gecesi olanlara baktığımız da, biz neye, nasıl, hangi yönetime layık olduğumuzu hep birlikte gördük. İçimiz de hala var olduğunu düşündüğümüz, dürüst, namuslu, ahlaklı, erdemli, samimi inaç ve düşünceye sahip insanların var olması, geleceği dair olan umutlarımızın yok olmaması için en önemli nedenlerimizden birisi oldu.

Maalesef yılın daha ilk gününde cıvık, sulu, samimiyetten ve ciddiyetten uzak, siyasi ahlak ile bağdaşmayan söylemlerle kulaklarımıza inanamadık.

Birileri bana, “Loading halkım loading… Binlerce sorunun çözümü, loading…” bunun ne demek olduğunu bir açıklasın. Ve bunu söyleyende bu ülkeyi yönetmeye talip oluyor. Yazık.
Yoksa 2023 beklentimiz olan, “Siyasi Ahlak” umudumuz başlamadan bitti mi?
Bu durum gösteriyor ki, gözümüzü, kulaklarımızı, bütün duyu organlarımızı dört açmalıyız. Her siyasinin konuşmasını mercek altına almalıyız. Bizi aldatmalarına, kandırmalarına, gözümüzün içine baka baka yalan söylemelerine asla izin vermemeliyiz.

Bir anımı sizlerle paylaşmak istiyorum;

Bir arkadaşım bir siyasi partinin ilçe belediye başkanı adayı oldu . Siyasette çok tecrübeli! Bilgili! Yetenekli! Hatırı sayılır bir kişi seçimi kazanma yollarının tüyolarını verdi! Aynen aktarıyorum; “Seçimi kazanıncaya kadar aklınıza ne gelirse vaat edin. Herkese ev, iş, araba, huzurlu, mesut, mutlu, borçsuz rahat bir hayat, istisnasız bütün sorunlarının çözüleceği, sıkıntılarının yok olacağı vs. vs. sözünü verin. Seçimi kazandıktan sonrada kapılarınızı kapatın”

İşte tam da “Siyasi Ahlak” derken bunu kastettim. Aynı şeyler yapılıyor, yapılacakta.
Hiçbir zaman unutmayalım ki gerek Türkiye gerekse dünya gerçekleri hepimizin malumu. Anadolu’da çok güzel bir atasözü var; “Bekâra hanım boşamak kolay”

Nereden, kimden, nasıl gelirse gelsin hiçbir zaman siyasi ahlaksızlığa prim vermeyelim. Gözümüzün içine baka baka yalan söylemelerine izin vermeyelim. Geleceğimizi ve ülkemizi tehlikeye atmayalım, sahip çıkalım.

Umudumuzu yitirmek istemiyoruz. Siyasilerimizden ahlaklı bir siyaset bekliyoruz.

Doğruya doğru, eğriye eğri, her türlü komplodan uzak, her türlü tezgâha kapalı bir siyaset…
2023 de çok mu şey istiyoruz?

Hepinizin hatırlayacağı Sedef Kabaş’ın yalan stratejisine bir göz atıp sözümüzü tamamlayalım; “ Ortaya kocaman bir yalan atın. Ama çok büyük bir yalan olsun. Sonrasında da bu çok büyük basit yalanı sürekli tekrar et. Ve ardından kitlelerin o yalanı nasıl gerçekmiş gibi kucakladığını otur seyret”