Yunanistan’ın Ayasofya Kehaneti Ve Sahabe Örneği
Ayasofya’nın tekrar açılması ile ilgili en komik yorumlar doğal olarak Yunanistan’dan geliyor. Onlardan en komik olanı ise Ayasofya’yı tekrar camiye çevirdiğimizde helak olacağımıza dair yorumlar. Yunanistan halkına empoze edilmeye çalışılan düşünce şu: “Onlar açsa da mutlu olamayacaklar. Siz merak etmeyin. Onu açac kişi bela kazanacak, ülke de batacak” diye anlatılıyormuş. Bu haberleri okuduğumda aklıma putları yıkmaya giden sahabe efendimizin hikayesi geldi. Olay şöyle:
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem, Taif halkı Müslüman olmayı kabul ettikten sonra Lat adlı putu ortadan kaldırmak üzere Taif’e özel memurlar gönderdi. Sakif'li bir kimse olan Muğire ibn Şube bu küçük heyetin mensuplarındandı. Put kırmak üzere vazifelendirilmiş bu heyet, varacağı yere ulaştığında bilhassa şehrin hurafelere inanan kadınları arasında hiç şüphesiz dehşete yol açtı. Kalpleri henüz batıldan sıyrılmamış olan bu kadınlar, putlarının yıkılacağı için çok üzgündü. Muğire, hemşehrilerinin haleti ruhiyelerini çok iyi biliyordu ve bu sebeple işin eğlence tarafını tuttu. Zira Taifli bazı insanlar, Muğire’nin putu kırdığında öleceğine inanıyordu.
Puta ilk balyoz darbesini indirir indirmez bir feryat kopardı ve bayılmış gibi yapıp, kendini yere attı. Henüz kalpleri İslam’a tam bağlanmamış olanlarla birlikte hurafeciler bundan çok memnun oldular. Aralarında olay hakkında iyice konuşmaya daldıklarında, Muğire radiyallahu anh gülmekten katılırcasına ayağa kalktı ve put kırma işine devam ederek bütün mabedi baştan aşağı yıkıp devirdi.
İslam Hükumeti adına, puta adak olarak evvelce getirilip bırakılmış bütün kıymetli eşyayı müsadere etti. Peygamberimiz, ele geçen bu meblağı çok miktarda borç bırakarak şehit düşen Urve'nin oğlu Ebu'l-Muleyh'e, diğer bazı sadaka olarak gelen meblağlar ile birlikte yardım şeklinde verilmesini emretti.