Ankara’da yine sel yine felaket. Yaklaşık iki aydır Ankara sağanak yağmura teslim. Maalesef alt yapı eksikliği yağan her yağmurda gözler önüne seriliyor. Belediyeler bu konu hakkında niye bir şey yapamıyorlar anlamış değilim. 2 ay önce ilk sel felaketinde sorun yaşanan yerler, 2 ay sonraki yağmurda yine aynı manzaraya şahitlik ediyor. Bu da yetmezmiş gibi can kayıpları oluyor. Bunun sorumluluğunu kim üstlenecek? Burada siyaset yapılmaması gerekiyor. Büyükşehir ve ilçe belediyelerin el ele verip ortak hareket etmesi lazım. Mahalle muhtarları geçtiğimiz sellerde su basan ve çalışma başlatılan bölgelerin yarım bırakıldığından yakınıyor. Gazetemize bu konu hakkında birçok şikâyet geliyor. Bu da belediyelerin işgüzarlığını ortaya koyuyor.

İçinde bulunduğumuz ekonomik şartlar vatandaşı birçok konuda zorluyor. Üstüne bir de böyle afetler binince, maddi kayıpların altından vatandaş tek başına kalkamıyor. Her yağmurda birçok iş yerini ve evi sular basıyor. Onlarca araç sular altında kalıyor. Bu maddi zararları kim karşılayacak? Bu da ayrı bir mesele. Umarım belediyeler bu konuda da işgüzarlık yapmaz.

Yaşanan sel baskınlarında dikkat ettiğim bir diğer husus ise çöp konteynerlerinin suda yüzen gemi gibi misali oradan oraya savrulması. Bu konteynerler Moto-kuryelere ve araçlara çarpıyor, maddi hasara neden oluyor. İlçe belediyeler buna bir çözüm bulmalı. Örneğin Keçiören’de çöpler poşetle belirli alanlara konuluyor. Birçok mahallede konteyner kullanılmıyor. Diğer ilçelerde böyle değil. Belediyeler bu uygulamayı da gözden geçirmeli.