Yusuf Sağlam

Yusuf Sağlam

Yetenekler, Meslekler, Seçimlerimiz Ve Seçtirdiklerimiz

Yetenekler, Meslekler, Seçimlerimiz Ve Seçtirdiklerimiz

“Senin yeteneklerin ve dünyanın ihtiyaçları nerede çakışıyorsa; mesleğin oradadır.”
ARİSTOTELES

Öğrencilerin evlerinden katılarak sürdürmeye çalıştıkları eğitimi, verilen onca mücadeleyi gördükçe bu gençler adına kaygılanıyor insan. “İnşallah bu emeklerin boşa gitmez çocuk. Seni iyi yerlerde görmek istiyorum.” Diyen anne babanın sesini her birimiz de yakından tanırız. Ailelerin bu gençlerden beklentileri de güvenleri ve sevgileri kadar büyüktür. Gençler ise eğer odaklanabilirlerse ve bu konu üzerinde kafa yormaya başlarlarsa ilginç bir tablo ile karşılaşacaklardır. Bir tarafta istedikleri ve hayalini kurdukları meslekler, bir tarafta bu mesleğe giden yolda gösterdikleri veya gösteremedikleri başarı, diğer tarafta ailelerinin kendisinden beklentileri ve bir de çevrenin baskısı…

GENÇLER ASLINDA NEYİ DUYMAK İSTİYOR?

Bu dört koldan sıkıştırılan genç, aslında şu önemli tavsiyeyi duymalıdır: “Hem sevdiğin hem yeteneklerinin olduğu ve insanların yararına olacak bir meslek dalı bulabilir ve o yönde adımlar atabiliriz.” Evet, budur mümkün ve normal olan. Çocuklar her alanda eşit yetenekler gösteremezler, üstelik buna mecbur da değiller. Zekanın o kadar farklı türü var ki. Her geçen gün bu zeka türlerine bir yenisi eklenmekte. Kimi zeka, sayısal yönde daha iyiyken; kimisi kimsenin fark etmediği bir detaydan uzantısal bağları bir anda hesap edebilir ve kimi de her insanın içine dokunan muhteşem bir yazı kaleme alabilir ya da hitabeti en taş kalpliyi bile yerinden oynatabilir. Durum böyleyken bizim en bilinçli ailelerimizin bile kafasında belli kalıplar vardır. 

SAYIN VELİLER…

E haklılardır ortada ülkenin gerçekleri de vardır. Para etmiyordur ki belli alanlar. Doğru, sahi biz ne için okuyorduk, para kazanmak için. Kendimizi geliştirmek şöyle dursun, asla kalp eğitimine zaman ve fırsat ayırmadan sadece para için… Meslek de zaten bu demekti öyle değil mi sayın aileler? Mesleki yeterliliğin, isteğin olsa da olmasa da zorla, ite kaka en dolgun maaşlı mesleğe kapağı atabilmekti mühim olan.

SONRA İŞİNİ SEVMEYENLERİN AZARINA MARUZ KALINCA KIZMAYIN…

Ama sonra sevimsiz ve işinden nefret eden bir çocuk doktorundan zılgıtı yiyince hemen sistemi eleştirmeye başlıyoruz ya da ne bileyim efendim çocuklarımızın öğretmeninin başta kendisinin ahlaki değerlerini sorgulayıp “acaba neden bu kutsal mesleği seçmiş ki bu?” eleştirisinde de bulunabiliyoruz. İşini doğru yapmayan bir yığın, her gün kum tepeleri oluştururken; bizler de evlerimizde çocuğumuzun yeteneklerini, isteklerini ve insanlığa hizmet etmenin erdemini bir kez bile anlatmadan daima çıtayı yüksek tutmasını öğütleyip duruyoruz. 

ANNE BABAM BÖYLEYSE HERKES DAHA BENCİLDİR GENELLEMESİ…

Çocuk ise, genç ise anne babası bile böyleyse elbette diğer insanların ve çevresinin daha bencil olduğunun farkına vararak o nefret dolu kalabalıkta sürüklenip gidecektir. Mesela amacı hemen bir mesleğe geçip altına araba çekmek olacaktır ve ardından elbette o markalarla, kıyafetlerle tanışmayı ve dahi hayat standardını en iyiye zorlamayı… Fakat bu çocuk meslek sahibi olup, imkanları elinde tuttuğunda bir yetimin başını okşamayı hayal etmeyecektir. Ya da nasıl bir yardım kuruluşu açabileceğinin hayalini kimler kurmakta? Evet evet, siz hah tamam, bir de şu köşedeki bayan, sizleri görebiliyorum. Görebiliyorum ve sayabiliyorum çünkü sayınız bir elimin parmağını geçmedi efendim. Sizlere koca bir teşekkürü en candan ediyorum. 

Bunca hırsın, yarışın, bencil hayallerin arasında kendinizi ve evlatlarınızı erdemli yaşamaya teşvik ettiğiniz için… Mesleklerini ne için ve ne şekilde edinmeleri konusunda onlarla iletişim halinde olduğunuz için. Ve evet gerçek, duyarlı birer anne baba olduğunuz için…

Önceki ve Sonraki Yazılar
SON YAZILAR