Yetenek, özgüven, rahatlık…
1940’ların sonu… Haydarpaşa Lisesi’nde bir delikanlı çok iyi basketbol oynar.
Delikanlı hemen keşfedilir. Fenerbahçe Genç Erkek Basketbol Takımı’nda ilk kez forma giyer. Keza Milli Takımda da.
Gün gelir; Fenerbahçe Genç Futbol Takımı, Edirnespor ile yapacağı karşılaşmada oynatacak futbolcu bulamaz.
Yöneticiler basket takımından iki oyuncu alır, futbol maçında oynatırlar.
Biri santrafor olur, diğeri kaleci. Santrafor oynayan gencin adı Can Bartu’dur.
4 gol atar genç adam.
Fenerbahçeli yöneticilerin ağzı açık kalır.
‘Bırak şu basketi, gel futbol oyna’ derler.
Teşekkür eder delikanlı, ‘‘Basketi daha çok seviyorum’’ karşılığını verir.
Aslında her oyunla arası iyidir. Futbol, basketbol, masa tenisi...
CANI İSTERSE OYNAYANGİLLERDEN
Sporun her alanındaki yeteneğine ilişkin küçük bir örnek verelim.
Bir gün Fenerbahçe, Mano Palas’ta kamp yapar.
Can Bartu da arkadaşlarıyla masa tenisi oynamaktadır.
Derken bir İtalyan gelir ve Sinyor Bartu’yla oynamak ister.
Can abimiz kazanır.
İtalyan bir daha oynamak ister. Can Bartu yine kazanır.
Arkadaşı gelir İtalyan dostumuzun. Can abimiz onu da yener.
Bir diğeri, bir diğeri derken… İtalyanların hepsi boynu bükük ayrılır salondan oturur bir köşeye.
Daha sonra bir ihtiyar gelir Can Bartu’nun yanına.
Sitem eder. ‘‘Sinyor Bartu ne yaptınız siz? İtalyan Masa Tenisi Milli Takımımızın bütün oyuncularını yenmişsiniz. Çocukların morali yerlerde’’
Can Abimizin cevabı: Niye şaşırdınız bu kadar? Ben iyi oynarım.
YETENEK, ÖZGÜVEN, RAHATLIK…
Bir küçük örnek daha verip kariyerinden devam edelim.
Arkadaşıyla dışarıda oturur.
Kendisi yaşlarında biri gelir yanına, ‘‘Beni hatırlandın mı? Aynı takımda oynuyorduk. Savunmadaydım hani?’’ der.
Can abi hatırlamaz ama idare eder.
Daha sonra arkadaşı sorar: Kimdi o?
Takım kaptanı Bartu’dan cevap: Ne biliyim hatırlamadım. Arkalarda bir yerde oynuyormuş’’
KARİYERİNE DEVAM
En yakın arkadaşları Galatasaraylıdır. Genç takımda oynaması için bir gün Can Bartu’nun sırtına sarı kırmızı formayı geçiriverir.
O maçta tam 9 gol atar!
Fenerbahçeli yöneticiler çılgına döner.
‘Bunu nasıl yaparsın! Madem futbol oynayacaksın Fenerbahçe formasıyla oyna
Rakibimizde değil’
Sinirlenmekte haklılar zira, genç adam o 9 golü Fenerbahçe ağlarına yollamıştır.
Tek şart koşar: Futbol oynayacak ama basketi de bırakmayacaktır.
‘Yapabilir misin?’ diye sorduklarında, ‘Ben yaparım’ cevabını verir.
YAPAR DA
1955-61 arası Fenerbahçe’de oynar.
Futbolu da basketbolu da bir arada oynayan ilk ve tek sporcudur.
Yer Mithatpaşa Stadı, saat 14.30…
Fenerbahçe – Beşiktaş maçı.
Fener 4-2 kazanır. 2 gol atar Bartu.
Maçında ardından eşofmanları değişir.
Koşa koşa Harbiye Spor Salonu’ndaki Fenerbahçe – Galatasaray basketbol maçına yetişir.
Oyuna girer ve 36 sayı atar. Fener yine kazanır.
Onun için derler ki, ‘‘Avrupa çapında bir futbolcuydu ama basketbolda kalsaydı dünya çapında basketbolcu olurdu.
Zamanla ünü Türkiye’yi aşar tabi.
İtalyanlar çalar kapıyı.
Can Bartu, Fiorentina’nın yolunu tutar.
Daha sonra sırasıyla Venezia ve Lazio formalarını giyer.
3 yıl top koşturur Lazio’da. Başarılıdır da.
İtalyanların saygısını kazanır Sinyor Bartu.
Bizimse gururumuzdur.
Lazio – Glasgow Rangers Avrupa Kupası finalinde forma giymiştir.
Türk futbolcusu için bir ilktir.
Milli takım formasını da terletir.
67’de döner Fenerbahçe’ye.
Kariyerinin son döneminde yine sarı lacivertli formayı terletir.
70’te ise futbolu bırakır, spor yazarlığına başlar.
TAÇSIZ KRAL’IN FORMASI
Ancak arada bir maç vardır ki, yine Galatasaray formasını giyer.
Türk futbol tarihinin en özel maçlarından biridir bu.
Metin Oktay, jübile yapmak ister.
Taçsız Kral’ın jübilesine de ancak Fenerbahçe gibi bir rakip yaraşır.
Kral, talebini Fenerbahçe Asbaşkanı Eşref Aydın’a iletir.
Talep kabul olur ancak, bir şartı vardır.
Eşref Aydın der ki, ‘‘Fenerbahçe taraftarı seni çok seviyor Metin. 10 dakikalığına da olsa Fenerbahçe forması giyer misin?’’
Kral, asaletini konuşturur yine: Şeref duyarım.
Böylece maçın 10 dakikalık bir bölümünde Taçsız Kral sarı lacivertli formayı, sahada ona yakışan rakip olarak da kaptan Can Bartu sarı kırmızılı formayı giyer.
Neyse, biz Taçsız Kral’ın hikâyesini bir başka yazıda ele almak üzere burada bırakalım.
GEÇMİŞ OLSUN
Can Bartu şu anda 81 yaşında.
Salı günü korkuttu sevenlerini.
Yoğun bakıma alındığını okuduk haberlerde.
Neyse ki, hayati tehlikesi yokmuş.
Geçmiş olsun yaşayan efsane.
Allah sağlıklı, nice günler nasip etsin.
Senin gibi sporcular bu dünyadan göçünce değil, asıl sen hayattayken hatırlanmalı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.