Gönül dünyamız çepe çevre şer odakları ile çevrili. 

İnsan olmak büyük bir mücadeleyi gerektiriyorsa Müslüman olmak bir o kadar büyük mücadele vermeyi hak ediyor. 

Sözlerimiz tükendi artık. İslam dünyası için sivil toplum örgütlerinin, bireylerin yapacakları son raddeye ulaştı. 

Bu vakitten sonra karakter yoksunu devletler ile, dinine devletine sahip çıkan devletleri ayırt etmek gerekir. 

Uzun zamandan beri söylediği ile yaptığı bir birine uymayan ve inancı islam olan devletlerin görünenin aksine görünmeyen bir yüzleri olduğu gerçek. 

Bu devletler Müslüman gibi durmayı beceremedikleri gibi, karakteri oturmuş bir devlette olamadılar. Zulmü alkışlamak kafirin en iyi meziyetidir. 

Zülme çanak tutmak ise bu karaktersiz devletlerin özelliğidir. 

Osmanlı'dan bu güne Türkiye iki üç kere karakter doyumu yaşasa da bu güne kadar kalkına karşı karaktersiz tepkimeler de vermiştir. Buna rağmen devlet nazarında karakterini yitirmemiştir. 

15 Temmuz öncesi siyasi partilerin seçim mücadeleleri, iktidar yarışındaki heves söylenilen sözlerin şiddetini etkilemiş, söze alınmayacak sözler söylenmişti. 

Fakat Darbe- İşkal kalkışması yaşandığı anda halkımız, devlet sever siyasi partilerimiz kavgayı bir kenara koyarak milletin arını, namusunu kurtarmaya, devletini şerefsizlerin elinden almaya koşmuştur. 

Devlet hak ettiği başarıyı elde ettikten sonra selamlar durulmuş, kavgalar başlamış, siyasi çekişme dozajı günden güne artmıştır. 

Bu demektir ki bizim geçmişten bu yana garip bir özelliğimiz var. 

Bir birimizi yesek bile, bıçak kemiğe dayandığı an bir ve bütün olmasını biliriz. 

İşte karakter sahibi olmak bir yönüyle budur. Bizim diğer islam devletlerinden farkımızda budur. 

Biz devlet çıkarını öncelerken onlar şahıs çıkarını öncelemekteler. Şahıs üzerine dünyada kurulmuş tek devlet Suud ailesi değil midir? Bu yüzden, islamın bekçisi olmak; alınan bir görev değil, verilen bir görevdir. 

İslamın sancaktarlığını yapmak, Kuran'ın hizmetkarı olmak geçmişten bu güne Osmanlı'nın emanetindeydi. Unutulmamalı ki bu kutsal görev hakkıyla yerine getirilmezse Allah tarafından alınır, başkasına verilir. 

Uzun süredir yetim bırakılan islamın nişanı bir türlü kendine gelemeyen müslümanlar yüzündendir.  

Hala uyan ey Müslüman diyen bir iki devlet haricinde müslümanlar rüyalarında kafirlerle dost, kardeş olmaktalar.

Korkarım ki bu uykudan uyandığımızda çok geç olmasın!