Dünyaya yeni şekil vermek için masada harita, cetvel hazır tekrar yeni yeni oyunlarla her yol deneniyor. Sanal dünya ile algı operasyonu iletişim, eylem yönlendirmeler en acımasızca kuklaları marifetiyle yalanlar doğru gibi, olmayanlar olmuş gibi, yok olanlar varmış gibi sanal dünya eli ile meydanlar ısıtılıyor, yönlendiriliyor.

    Arap baharı ile Libya, Mısır, Filistin, Suriye, Lübnan, Katar, Yemen, Somali, Sudan, Orta Afrika’da emperyalistler yerli işbirlikçileri, kuklaları ve taşeronları eli ile sokaklar, caddeler, meydanlar ve şehirler, ülkelerde insanlar bir ümit algı operasyonuyla bir heyecanla dışarıya fırladı. Her yer yanıyor. Öfke her gün artıyor. Ortalık savaş alanlarına döndü. İnsanlar ölüyor, yok oluyor. Yönetenler kuklaları eliyle yerli, milli unsurları hedef gösteriyor. Sömürülerine engel kim varsa yok ediliyor, öldürülüyor. 

    Sonuç olarak bir umut ışığı da yok oluyor. Esma şehit oluyor.  Arap baharının sonunda seçimle gelen cumhurbaşkanı ile birlikte yüzlerce vatansever zindanlara sokulmuyor Libya’da Kaddafi, sevenleri ile birlikte katlediliyor. Diğer ülkelerde gözyaşı, kan feryat sonunda insanların ümitleri sönüyor. Yuvaları, evleri, şehirleri yerle bir oluyor. Açlık, yokluk, barut kokuları arasından yollara düşüyor. Türkiye dışında kimse sahip çıkmıyor. Ya soyuyorlar kıymetli ne varsa alıyorlar. Organları satılıyor. Kurtulalım derken battıkça batıyorlar. İnsan haklarından bahseden sözde çağdaş ülkeler üç maymunu oynuyor.

    Ambargolar, arka arkaya tehditler yeni dünya düzenine giderken malzeme yine insan, gözyaşı, kan, iskeletler… İnsanlarla birlikte insanlık ölüyor.

    Türkiye’de Taksim olayları bir ibretlikler zinciridir. Üç beş ağacın bahane olduğunu olayları yönlendiren taşeronlar söyledi. Her yer yandı, yıkıldı. Sanatçı, soyunan dansçı, yabancı kim kimdir yeter ki Türkiye ileri gitmesin. Mesele insan değil Türkiye. 

    15 Temmuz yeniden dirilişin destanı, ülkemin insanı birbirine düşürüldü. Vuran da vurulan da ülkemin insanı oldu. Kuklalar görevdeydi. Milletim meydanlarda teslim olmadı. Dünyaya bir destan yazıldı.

    İstanbul seçimlerinin yenilenmesi yeni sürede yapılan çalışmalar, algı operasyonları insanları üzüyor. Belediye başkanlığı seçimleri adeta uluslararası soruna dönüştü. Sınırlarımızda bize ait sularda doğalgaz, petrol aramaya kalkışan Yunanistan ile birlikte Akdeniz büyük devletlerin gösteri alanına döndü. Türkiye’yi yok kabul eden, denizlerimizde arama yapan Yunanistan’ı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri neden bu kadar ilgilendiriyor!

    Türkiye bizim, seçim bizim, adaylar bizim, 82 milyon biriz, beraberiz. Düşmanları sevindirmeyelim. Ülkem insanı, Türkiye kazansın.