Birçok şehirde Büyükşehir ve ilçe belediyelerde değişen yönetimle birlikte güzel işler yapılmaya başlandı. Değişimin parti bazında ya da şahıs bazında olması çok fark etmemesine rağmen, parti bazında değişen yerlerde değişim daha çok hissedilir duruma geldi. Uzun yıllardır aynı parti yönetiminde olup da, başka parti yönetimine geçen belediyelerde gelen yönetimle israfı alenen görür olduk. Bazı kişilerin belediyeyi kendi şirketleri gibi yönettiği akraba kayırdığı, arkasında boş bir kasa ve ağır bir fatura bıraktığına şahit olduk, oluyoruz da.

Buradan kıyasla diyebiliriz ki değişim gerek parti bazında gerek şahıs bazında olsun halkın çıkarına oluyor. Farklı parti olmasa bile uzun yıllar aynı şahısla belediye yönetimi halkın çıkarına olmuyormuş.  Kişiler belirli bir süre sonra belediyeyi kendi aile şirketi gibi yönetmeye başlıyor ve oturduğu koltuğun emanet olduğunu unutuyormuş. İnsan beşer, kuldur şaşar. Bu da belki bize bir ders olur. Ayrıca 31 Mart seçimlerinden önce poh pohlandığı gibi yönetimde partinin değişmesinde ise korkulacak bir şeyde yokmuş. En azından şimdilik gözüken bu.

Ankara’yı kıstas aldığımızda ise yeni göreve gelen başkanlar büyük bir heyecanla işe başladı. Büyükşehir Belediyesi’ni temel aldığımızda Gökçek döneminin sona ermesiyle yönetime gelen Mustafa Tuna az zamanda ihtiyaçlara yönelik bazı güzel işler yapmıştı. Başkent’in ana arterlerindeki alt yapı sorunlarına el atması, 24 saat ulaşım sağlaması bunlardan birkaçı. Tuna’dan görevi devir alan Mansur Yavaş ise daha yeni yönetime gelmesine rağmen, Ankara’da öğrenci evlerinde suya yüzde 50 indirim yaptı, ihalelerde şeffaflık sağlayarak canlı yayınladı, vatandaşların kanayan yarası asfalt katılım bedeli ile tapulara konulan şerhleri ve makam araçlarından çakarları kaldırttı. Bunlar güzel işler ve vatandaşın çıkarına olan icraatlar. Buradan kıyasla diyebiliriz ki değişim başka değişimleri tetikliyor ve zemin hazırlıyor. Kişilerin ya da partilerin değişmesinden çoğu zaman vatandaşlar kârlı çıkıyor.

Aynı değişimi Başkent’in diğer ilçelerinde de görür hale geldik. Birçok ilçede yönetim aynı partide olmasına rağmen şahıslar değişti. Şahısların değişmesiyle birlikte yeni bir enerji yeni bir heyecan oluştu. Takip ettiğim Belediye başkanlarının birçoğu sahada sürekli aktif olarak sorunu ilk ağızdan dinliyor. Halka iniyor. Bunun yanı sıra sosyal medyayı çok iyi kullanıyorlar. Umuyoruz ki bu yeni göreve gelmelerindeki heyecan ileride kaybolup gitmez. İlk günkü heyecanla Başkent’te hizmet ederler. Yolsuzluğa, israfa, liyakatsizliğe dur derler. Eğer demezlerse, zamanla geçmişteki bazı belediye başkanları gibi anılmaya mahkûm olurlar. 

Heyecanlarını kaybetmeden canla başla vatandaş için çalışanlar, sonsuza denk övgüyle hatırlanırlar. Ama görev dönemi şaibe ve şüphelerle dolu olanlar her daim sövgüyle hatırlanarak yâd edilirler.