Yeni medyanın ortaya çıkışı
İlk olarak birkaç tanımla konuya başlayalım. Bunlardan ilki İnternet dediğimiz bilgisayarları belirli protokoller üzerinden bağlayan ağdır. Bu ağ ilk olarak Amerikan Savunma Bakanlığı ve bazı Amerikan Üniversiteleri tarafından başlatılan bir projeyle günümüz sanal aleminin temelini oluşturdular. Amerikan Savunma Bakanlığının isteği üzerine olası felaket senaryolarından sonra işlevselliğini koruyabilecek bir iletişim sistemi ortaya çıkarmak amacı ile ARPANET adı altında başlatılan askeri bir proje olarak başlamıştır. ARPANET adlı bu proje 1970 yılında hayata geçti. ARPANET başlangıçta sadece 15 bilgisayarın birbirine bağlı olduğu bir ağdan ibaretti ve özel kullanıcılara kapalıydı.
Vinton Cerf adındaki matematik mühendisi duyma engeli bulunan, telefonla bile konuşamayan eşinin diğer insanlarla iletişim kurabilmesi için araştırmalara başladı ve ARPANET’i kendisine ilham kaynağı yaparak Cerf yeni bir ağ geliştirdi. Geliştirdiği bu ağ yani internet kısa sürede 200 ayrı sivil kuruma yayıldı.
World Wide Web
Dünya bildiğimiz anlamıyla internetle ‘World Wide Web’ deyimiyle 1991’de tanıştı. Host sayısı her yıl katlanarak artıyordu. 1994’te gelindiğinde internetteki site sayısı 10 bine, host sayısı ise 3 milyona ulaştı.
1994’te internetteki ilk reklam ekranlara düştü. Radyo, televizyon ve İnternet’in bulunuşundan 50 milyon kullanıcıya ulaşmak için geçen süre incelendiğinde; radyo için 38 yıl, televizyon için 13 yıl iken, İnternet için sadece 5 yıldır.
Yaşadığımız bilişim çağında bu denli hızlı gelişime karşı demokrasinin bilinen üç ayağı, yasama, yürütme ve yargı dışında dördüncü ayak olarak medya mecburen kabul edilmektedir. Medya; kitlelere mesajlar göndererek onları olaylarda haberdar eden, halkın bilgilendirilmesinde, eğitilmesinde ve toplumsal sorunlar üzerinde tartışma platformları yaratabilen gazete, dergi, TV, radyo, internet gibi kitle iletişimini sağlayan araçlar toplamına verilen isimdir. Ancak şu günlerde yalnız dördüncü güç olarak değil bu diğer güçlerin de üzerinde bir güce sahip oldu.
Şimdilerde medyanın bir alt dalı olan sosyal medya diğer medya organlarının bir hayli önüne geçmiş durumda. 2004 yılında Facebook’un araladığı kapıdan 2005’te YouTube, 2006’da Twitter, 2010 yılında da Instagram giriş yaptı ve sosyal medya elini bir hayli güçlendirdi. Sosyal medyada oluşturulan içerikler kitleler halinde insanları etkilemektedir. Şöyle ki giyinilecek kıyafetten, yenilecek yemek, hatta ve hatta siyasi tercihler bile bu mecralarda paylaşılarak çeşitli yönlendirmelere maruz kalmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken husus ise standart medya organlarında ortaya çıkan yanlış enformasyon denetleme kurumları vasıtasıyla kontrol edilebilmekte. Ancak sosyal medyada oluşturulan bir bilginin ulaştığı kitle muazzam büyüklükte ve kirliliği sorgulanmandan, herhangi bir denetimden geçmeden milyonlara yayılabilme kabiliyetine sahip. Burada önemli olan ikinci husus ise burada üretilen içeriklerin saman alevi benzeri bir yapıya sahip olması. Bir anda ortaya çıkıyor ulaşacağı kitlelere ulaşıyor ve ardından bir anda yok oluyor. İçerik farklı kültürel yapıların hepsine ulaşıyor. Her biri tarafından üzerine yapılan eklemelerle veya çıkarmalarla daha farklı bir yapıya dönüştürülerek viral yolla daha da fazla kitleye, daha da bozularak çok daha yanlışla ulaşıyor. Bu kirli enformasyona da en çok çocuklar ve gençlerimiz maruz kalıyor. Dışarıda oynayamayan, boş vakitlerini herhangi bir spor faaliyetiyle geçiremeyen çocuklar bu zamanları telefon, tablet ve bilgisayar başında harcıyor. Eminim ne Cerf ne de diğer sosyal medya yazılımcıları bu mecranın bu denli büyüyeceğini tahmin etmemişlerdir. Şuan ellerinde bulundurdukları enformasyon büyük bir güç ve kitleleri harekete geçirmede büyük önem arz ediyor. Şimdilerde bu yeni medya patronları da bu gücü siyasi iktidarların belirlenmesinde kullanıyorlar. Hatta geçen ay Facebook’un Zuckerberg’in de bilgisi dahilinde Facebook kullanıcı bilgilerinin ABD seçimlerinde kullanıldığı ortaya çıktı. Hatta Zuckerberg, kanımca hiçbir yaptırımı olmayan göstermelik senatoda ifadeye çağrıldı. Sonucunu merakla bekliyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.