Bugünkü yazımda dolar fiyatlarına istem dışı veya etkisiz eleman benzetmesi ile itirazda bulunanları sıralıyorum. Bir hayli garip elbette. Çünkü doların artışından bana ne ben keyfime bakarım diyen insan sayısı Türkiye sınırları içerisinde bir hayli fazla.
Kullandığı telefonun menşei, sosyal medya uygulamaların faktörleri, sabah bindiği treni, akşam indiği otobüsü ve bunun gibi pek çok detay para akışı ile sağlanıyor. Bunlar nereden alınıyor? Türkiye'de üretimi var mı? Varsa biz mi bilmiyoruz. Elbette yok. Güney Kore'den getirtilen trenlerin, Çin'den alınan telefonların Türk Lirası bazlı olarak mı ticaretinin yapıldığını düşünüyorlar acaba.
Dolar'dan bana ne ben partimi desteklerim diyen kesimin zeka sınırlarından şüphe etmek bana yakışmaz ancak yargılamak gibi olacaksa da olsun bu kadar seviye düşüklüğü olmamalı.
24 Haziran 2018 tarihinde yapılacak seçimlerden önce verilen vaatlerin incelendiğinde ekonomi hakkında yapılacaklardan bahsediliyor. Bence bu son derece laf kalabalığı olsun açıklaması. Çünkü kim ne söylerse söylesin, isim vermeksizin aynı doğrultuda manşetlerde yer alması dışında pek çok detaya ver verilmiyor.
Futbolda oyuncuya 45 dakika şans tanınır kötü ile oyundan alınır veya belki bir mucize yapacak diye oyunda kalır ve neticesine bakılır. Bu durumda o durum. Her parti yöneticisi tarafa gözetmeksizin ekonomi ile alakalı bir sıkıntıya odaklanıyor. Doğru yapıyorlar ancak "nasıl yapacaksın" sorusuna yanıt verecek cevapları yok gibi.
Doları düşüreceğiz diyen her parti yöneticisi "nasıl yani" sorusuna cevap verirse insanlar da seçim sonrası veya öncesinde yapacakları yatırımlara ona göre şekil verecektir.