Yeni dünya düzeni ve terör
Ünlü Siyonist Henry Kissinger’in 1970’lerde deklare ettiği sınırlı harp teorisiyle başlayan uluslararası terör ve kaos planı kayda değer bir olgunluğa ulaştı. Amerikan doları paçavralarının da üzerine yazan yeni dünya düzeni (novus ordo seclorum) ideası, söz konusu karanlık planların ilk olgunluk aşamasıydı. 11 Eylül 2001’deki İkiz Kuleler tiyatrosundan hemen sonra Bush’un yumurtladığı “artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, yeni bir dünya düzeni kuruluyor, yeni dünyada tüm ülkelerin sadece iki seçeneği var; ya yanımızda olacaksınız ya karşımızda” polemiği ile her türlü terör ve kaos olayının sebeb-i hikmeti daha iyi anlaşılmaya başlandı.
Yeni dünya düzeni, ABD gibi 1776’da kurulan Illuminati Terör Örgütü’nün masonik temel kavramlarından biridir. Bir milyondan fazla kayıtlı masonun yaşadığı ABD’de yeni dünya düzeni safsatasına kendini kaptırmış olan büyük bir kitle ve tehlikeli bir yönetim organizasyonu bulunuyor.
ABD merkezli yeni dünya düzencilerinin kafalarında yeni dünyada nasıl bir düzen var? Öncelikle bu sorunun cevabını vermeliyiz ki günümüz terör hadiselerini daha iyi anlayabilelim.
Bir defa Illuminati kontrollü tek bir din ve bu yeni din anlayışına göre de tüm insanlığın paraya tapması planlanıyor. Paranın kölesi olmuş mankurtların para ile kontrolü de hiç şüphesiz çocuk oyuncağı olacaktır.
Yeni dünya düzeninde ülkelerin sınırları olabilir ama global pazarların sınırı olmayacak; her otoriter yapı küresel finans sistemine entegre vaziyette siyonist para polikasının etkisiz birer elemanına dönüşecek. Başkaldıranlar, kasalarındaki paraya el konularak cezalandırılacak.
Yeni dünya düzeninde Yahudileri ve Yahudiliği sevmemek, haklı da olsa eleştirmek artık antisemitizm değil en büyük insanlık suçu diye nitelendirilecek ve bu kişilere insanca yaşam fırsatı tanınmayacak.
Tüm dünyanın efendisi, Siyonist ABD ve İsrail olacak.
İşte böyle bir yeni dünya düzeni hedefine nasıl ulaşılacak? Bunun için çeşitli aşamalar öngörmüşler:
Evvelemirden ayak bağı olan ülkeler etkisizleştirilecek. Siyasi yapıları Illuminati (ABD) tarafından dizayn edilecek. Demokrasi bahane, emperyalizm şahane olacak.
Güçlü ekonomiler, borçlandırma yöntemleri ile Illuminati’nin (ABD) kontrolüne alınacak. Doların tam egemenliği sağlanacak. Borçlandırmaya giden yolda ise yapay ekonomik krizler tetikleyici faktör olacak. Kur savaşları ile sisteme karşı gelen ekonomiler boyunduruk altına alınacak.
Güvenlik sistemi güçlü ülkeler, terörle yola getirilecek. Bombalı ferdi saldırılardan terör örgütlerinin ardı arkası kesilmeyen genel faaliyetlerine değin amansız bir istikrarsızlaştırma politikası izlenecek. Barışın hâkim olduğu güçlü ülkeler, terörle dize getirilecek. Bu süreçte o güçlü ülkeler artık güçten düşmüş olacak.
Terör, işte bu veçhesiyle yeni dünya düzenine giden siyonist süreçte önemli bir aşamadır.
Konuyu somut bir örnekle de dikkatlerinize sunmak isterim:
IŞİD, DEAŞ, DAİŞ ya da adı artık her ne zıkkımsa İslam Devleti adıyla bir terör örgütü peydahlandı. Peydahlayan elbette ki ABD’deki CIA gibi, NSA gibi, CFR gibi Illuminati hücreleridir. Dünyadaki diğer tüm terör örgütleri de zaten ABD orijinlidir.
IŞİD ile ABD arasındaki organik bağ ve bu terör örgütünün ABD tarafından nasıl kollandığı çok defa kanıtlandı, belgeleriyle ortaya konuldu. Biz de bundan sonra zaten yazılarımızda terörist ABD demeye başladık.
IŞİD sayesinde neler oldu?
1. Suriye ve Irak’taki İslam coğrafyası kaosa sürüklendi, her yere kan bulaştı.
2. Allahu Ekber diyerek kelle kesen sözde cihatçı IŞİD teröristleri, İslam’ın imajını yerle yeksan etti.
3. IŞİD’in meydana getirdiği terör ve kaos ortamı sayesinde silah pazarı canlandı ve yeni silahların fütursuzca denenmesi için mükemmel bir ortam meydana geldi, harika fırsatlar doğdu.
4. Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyindeki milyonlarca yerel nüfus göçe zorlandı, bölge boşaldı ve üzerinde kurulması hedeflenen Büyük İsrail için uygun bir zemin meydana getirildi.
5. Sadece Suriye ve Irak değil, Türkiye gibi bölgesel güçlere de terör bulaştı. IŞİD’li teröristler katliamlarından Türkiye gibi ülkeler de nasibini aldı. Bu arada IŞİD, Amerikan veya İsrail güçlerine asla saldırmadı. Bir kere yanlışlıkla İsrail’e saldırdığında ise derhal özür diledi.
6. PKK/YPG ile savaşıyor görünen IŞİD, aslında onlarla hiç savaşmadan Suriye ve Irak’ta ele geçirdiği bölgelerden çekilerek buraları PKK/YPG’ye teslim etti. Neticede it iti ısırmaz. Ki zaten geri çekilen IŞİD teröristlerini de Amerikan askeri otobüsleri güvenli şekilde başka bölgelere kaydırdı.
Görüldüğü üzere terör, yeni dünya düzeni için gerçekten de çok yönlü kullanıma elverişli bir araçtır. İşte bu araç, maalesef bir süre daha bize karşı kullanılacak. Bir Amerikalı, IŞİD tehlikesi 45 yıl devam edecek diye bir şeyler mırıldanmıştı. Mevzunun planlı olduğu ve planı kimlerin yaptığı buradan da anlaşılıyor. Neyse ki PKK’nın 40 yıllık mazisine alışık bir ülke olarak terörist ABD’nin terör faaliyetleri bize vız gelir, vız gider.
Ezcümle herkes bir plan kurar ama Allah’ın planı bütün planların üzerindedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.