Yeni Dünya düzene doğru fırtına öncesi sessizlik
Dünya gündemi Almanya Başbakanı Angela Merkel’in sözlerini tartışıyor. Artık ABD ve İngiltere’ye güvenemeyeceklerini, Avrupalıların kendi kaderlerini ellerine alması gerektiğini Söyleyen Merkel, tam bağımlı olunan dönemlerin geride kaldığını, AB’nin kendi mücadelesini vermesi gerektiğini yüksek bir sesle diğer ülkelere ilan ederken büyük bir şok dalgasına neden oldu.
Avrupa Birliği tarihinde ilk kez bir liderin bu kadar açık açık niyetini koyması, Batı’nın içinde bulunduğu durumu ifade etmesi hiç alışık olmadığımız bir durum olarak karşımıza çıkıyor.
İngiltere ve ABD arasındaki ortaklığın Avrupa Birliği’ni oluşturan ülkelerin ilişkilerindeki gidişatı gözler önüne seriyor. Yani kısacası Avrupa Birliği çöküşüyle birlikte merkezde daha küçük bir Avrupa’nın inşa edileceğinin ayak sesleri olmasıdır.
Yaklaşan fırtına öncesi ABD-Avrupa arasındaki denklemin bozulduğunu, yeni bir üst yapının inşası için kolların şimdiden sıvandığını söyleyebiliriz. Avrupa’nın kendi iç sessizliğinde yeni gelişmelere gebe olduğu ortada. Bu sessizin sonunda bölge devletlerinin eğilimleri ve yaklaşan fırtınayı göreceksiniz.
Almanya Başbakanı Merkel’in bu sözlerinden sonra başka başka liderlerden de bu sözleri destekleyen açıklamaları duyabiliriz. İngiltere’nin puzzle’dan çıkmasıyla birlikte yıllardır ilmek ilmek ördükleri Avrupa Birliği projesi ve Birleşmiş Milletlerin çöküş süreci başlamıştır.
Avrupa Birliği’nin kaymağını yiyen Almanya’nın projesine ilk darbeyi İngilizler vururken, bununun devamında artık AB dar alanda bir Avrupa projesini ayakta tutmaya çalışacak ve birliğin devamı adına. Avusturya, Macaristan, Hırvatistan gibi ülkeleri kendi eksenine çekmeye çalışacaktır.
Son günlerin en çok konuşulan diğer başlığı ise, “Avrupa Ordusu” olmuştur. Almanya’nın kendi eksenine dahil ettiği ülkelerle birlikte ittifak ordusu inşa etmeye yönelmesi ve devamında savunma harcamalarını ciddi bir şekilde arttırması gözden kaçırılmamalıdır. Alman eksenli kurulacak bir ordunun Alman milliyetçiliğinin doruk noktaya ulaşma eğiliminde olduğu şu günlerde büyük bir patlama noktası oluşturması kaçınılmaz olacaktır.
Avrupa’da yaşanan bu gelişmelerden sonra yapılan ittifak artık kendi tarihsel miras, kimlik ve ulusal iddialara göre şekillenecek. Son durum itibariyle bölgede çok sert ve keskin bir uluslararası ikime geçiliyor.
Özetle sonuca gelecek olursak, dünyanın yeni dönem siyaset anlayışında ittifakların yerini liderler alacak. Ülkerin siyasi öncüleri tarihin yeni dönüm noktası olacak. ABD’de Trump, Rusya’da Putin ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan.
Almanya’nın bu yeni dönemin başlangıcında yalnızlaşması sonucunda Merkel’in hamlesiyle ABD’nin yerleşik sistemine bir mesaj vererek Trump’ın bu adımını boşa çıkarma hesabı içeresinde olduğunu söyleyebiliriz. Merkel’in bu hamlesinin Trump karşısında başarılı olması mümkün gözükmüyor. Aksine Merkel’le birlikte Almanya’nın tamamen bir yalnızlaşma süreci içerisine girecek. Bu yeni dönemde kısa bir süre içerisinde birçok ülke arayış içerisine girerek sistemi benimseyecektir.
Türkiye ve Almanya arasındaki 16 Nisan referandum krizine de bu pencereden bakmamız gerekiyor. Çünkü bu “Cumhurbaşkanlığı Sistemi”ne geçiş sürecini engellemek ve muhalifleri tek cephede toplama arayışı bu denklemi bozma çabası bu yüzden olduğu ortadadır.
Almanya’nın yalnızlaştığı bu yeni dönemde en çok merak edilen soru yeni ittifakların nasıl oluşacağıdır. Türkiye bu yeni denklemde hangi pozisyonda yerini alacağıdır. Şuan itibariyle herkes tetikte ve yalnız. İlerleyen süreçte neler yaşanacağı kimin ne yapacağını birlikte okumaya devam edeceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.