Yarın Tandoğan’dayız
Müslümanlar olarak ABD’nin Kudüs kararına tepkimizi sürdürüyoruz.
Ülkemizin çeşitli illerinde hemen hergün değişik protesto gösterileri yapılıyor.
Geçtiğimiz hafta en büyüğü İstanbul Yenikapı’da, Saadet Partisi öncülüğünde gerçekleştirildi.
"Kudüs İslam'ındır" mitinginde, “Bugün İstanbul'da bu muhteşem meydandan yeryüzünün tüm mazlumları için küresel intifadanın meşalesini yakıyoruz” mesajı verildi.
SP Genel Başkanı Karamollaoğlu konuşmasında, ABD ve İsrail karşısında dimdik durma cesaretini göstermiş nadir liderlerden rahmetli Erbakan’ı da anarak, "Herkes Amerika ne der?' derken, Meclis kürsüsünde 'Bana ne Amerika'dan' diyerek tek başına tüm dünyaya meydan okuyan Necmettin Erbakan'ın talebelerine selam olsun. Bu meydandaki coşkudan ve kararlılıktan aldığım cesaretle söylüyorum ki ey zalimler, siyonistler Kudüs, ezelden ebede İslam şehridir ve sonsuza kadar öyle kalacaktır. Bunu herkes böyle bilsin” dedi.
Başkent de yarın “Kahrolsun İsrail” sesleriyle inleyecek inşallah.
Hak-İş, Anadolu Gençlik Derneği, İHH, Memur-Sen, ÖNDER ve daha birçok sivil toplum kuruluşunun desteğiyle ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıması kararına tepki olarak yarın Tandoğan meydanında "Kudüs'e Özgürlük, İnsanlığa Barış" mitingi düzenlenecek.
Hak-İş Başkanı Mahmut Arslan dün, “Gücümüzü ve duruşumuzu ortaya koyma zamanıdır. 'Gün bu gündür' diyerek, hepimizi yaralayan bu günlerde tüm sendikalarımızı, üyelerimizi ve halkımızı mitingde buluşmaya davet ediyoruz” açıklamasıyla, mitinge katılım çağrısında bulundu.
Dün Cuma namazında camilerimizde de mitingin duyurusu yapıldı.
Gerek şahsım gerekse gazetemiz adına söylüyorum, yarın ki "Kudüs'e Özgürlük, İnsanlığa Barış" mitingini son derece önemsiyor, katılım ne kadar yoğun olursa o derece hayra vesile olacağını düşünüyorum.
Desteğimiz tamdır…
Yarın biz de orada olup, "Kudüs'e Özgürlük, İnsanlığa Barış" diye haykıracağız inşallah.
Nasıl haykırmayalım…
Başka elimizden ne geliyor ki…
Bunu da esirgeyecek değiliz.
Ama şu var, sonuçta milletin tavrıdır, refleksidir yöneticileri harekete geçiren, kararlarında güçlü kılan.
Yani söylemden icraata geçilecek yol için bu tür eylemler son derece önemlidir.
Örneğin, önceki gün Türkiye’nin çağrısı ile İstanbul’da olağanüstü toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Doğu Kudüs’ü Filistin’in Başkenti olarak tanıma ve ilan etme kararı İslam dünyası ve Filistin için umut ışığı oldu.
Bu karar her ne kadar “Neden Kudüs değil de Doğu Kudüs” diye sorgulanıyor, eleştiriliyor ve eksik bulunuyorsa da, tarihi bir adımdır.
Buna da şükür!
"Kahrolasın İsrail, enkazını göreyim. Sana devlet diyenin yüzüne tüküreyim" gibi sloganların ötesine geçişin önemli bir göstergesi.
İnşallah devamı gelecek.
***
Bu arada, Türkiye olarak kendi aramızda sözkonusu Filistin, Kudüs oldu mu didişmeyi bir kenara koyup, tek ses olabilmeliyiz.
Nitekim, şu ana kadar muhalif çevrelerden gelen açıklamalar birlik beraberlik açısından memnuniyet vericidir.
Elhamdülillah Türkiye tek sestir bugün, Kudüs konusunda.
Keşke diğer meselelerde de bu şekilde birlik ve beraberlik içinde olabilsek.
Bu bir gerçekleşse, inanıyorum ki, kısa sürede Türkiye gerçekten şahlanışa geçecek, dünyanın en önde gelen ülkelerinden, güçlerinden biri olacaktır.
Bu potansiyel var, bu insan gücü var…
Yeter ki birbirimizi yemeyi, kavgayı, gürültüyü bir kenara bırakalım.
Son söz:
İmkanların bittiği yerde iman vardır. Derdin ne kadar büyük olursa olsun, derdinden büyük ALLAH vardır.
Kudüs’ü ve İslam beldelerini işgale yeltenenlere fırsat verme Allah'ım!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.