Kendimce sebebini buldum, sen de çözümü bul
Kadına şiddet, erkeğe şiddet, çocuğa şiddet, gence şiddet, yaşlısına şiddet, hayvana şiddet…
Şiddet oğlu şiddet!
Babası oğlunu vurur…
Oğlu uyuşturucu parası için babasına saldırır…
Anne olduğu iddia edilen bir mahlukat, bebeğini döver…
Falanca yerde falanca kişi bir hayvana akıl almaz işkenceler yapar…
Aşk cinayetleri, kıskançlık cinnetleri, aile içi katliamlar, intiharlar, tacizleri tecavüzler…
***
Giderek artıyor bu tür olaylar, giderek derinleşiyor bu çatlak.
Eskiden hiç mi olmazdı? Olurdu tabi. Şiddet gökten inmedi.
Sosyal medyanın, internetin de bu tür olayların arttığını düşünmemizi sağlayan bir etkisi var. Kabul.
Ancak yine de bu durumu normalleştirmiyor. Normalleştirmemeli de zaten.
Bu noktada sorulacak soru şudur: Neden saldırganlaşıyoruz?
Bir insan evladı, ne oluyor da zıvanadan çıkabiliyor?
Nasıl bu kadar kolay tetiklenebilir olduk?
***
Sorunun cevabını çok uzun süre düşünmeye gerek kalmıyor.
Her şey ortada.
Toplum bir organizma gibidir. Bir alanda şiddet ve çatışma varsa, herkes bundan rahatsız olur.
Bizim toplumuzun da, gündemimizin de bu konuda maşallahı var.
Her tarafımızdan hamaset fışkırıyor.
Toplumda ne kadar kanaat önderi olarak görebileceğiniz isim varsa bir bakın.
Hepsi de öfkeli, hiddetli, kimi savunmada, kimisi de hücumda.
Sürekli bir kimlik sorgulama süreci söz konusu.
Kavga öncesi tartışmalar dahi hep aynı olur mu?
‘Sen kimsin! Sen adam mısın! Sen benim kim olduğumu biliyor musun…
Kavga değil GBT sorgulaması mübarek.
En büyük sorunlarımızdan biri de bu zaten.
Bir kimlik sorunumuz var.
Bu sebepledir ki, sürekli bir ötekileştirme ve aşağılama söz konusu.
Herkes birbirini öfkeyle dolduruyor.
Sonuç: Şiddet kaçınılmaz.
***
Bir sorunumuz da adil ve caydırıcı bir yapıya sahip olamayışımız.
Adaletin, caydırıcılığın olmadığı bir sistemde insanlar daha kolay çiğner kuralları.
Bu da şiddete eğilimi artıran bir başka neden. Özellikle kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz suçlarında.
Ertelemedir, ceza indirimidir, paraya çevirmektir, tahrik indirimidir derken, bu rezil suçun işlenmiş olduğu gerçeği adeta unutuluyor.
İnsanlar, şiddet uygulamaktan çekinmez hale geliyor.
Adalet yok. Caydırıcılık yok. Gücü yeten yetene…
Sonuç: Şiddet kaçınılmaz.
***
Tüm bu faktörlere bir de bu şartlarda büyüyen ve ailesinden şiddet gören çocukları ekleyin.
‘Dayak insanı arsızlaştırır’ derler ya hani. Tam da o hesap.
Böyle bir ortamda, gelecek nesiller de bu kısır döngüyü sürdürecek halkalar olarak yerini almış oluyor.
Medyadaki üsluptan, o rezil mi rezil skandal içerikli televizyon programlarından ve şiddet dolu bilgisayar oyunlarından bahsetmiyorum bile.
***
Şiddet olayları, topluma dair önemli işaretler verir.
Üçüncü sayfa tadında ana haber bültenleri gibi, memlekette sadece bunlar oluyormuş görüntüsü vermek istemem.
Ancak tüm bu olayları tikel bir gözle seyredip korkmak, kaygı duymak yerine, başımızı iki elimizin arasına alıp düşünelim.
Toplum bir organizmaysa, bu organizmayı nasıl daha sağlıklı hale getirebiliriz?
Bir birey olarak bu konuda ne yapabiliriz?
Kendi çevremizden başlayarak, elimizden geleni yapalım.
Zira, sistemden hayır yok.
Her şeyi de devletten beklememeli.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.