Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada yayınlanan ve bir düğünde çekildiği iddia edilen sema gösterisini hepiniz görmüşsünüzdür. Birkaç haddini bilmez semazenin eteklerine ve kollarına meşale takmış ve ışıklandırmış. Ortaya da yanarlı dönerli bir şey çıkmış. Aslında meşale demek de doğru olmaz, iç mekan parti volkanı. Hani, gelinle damadın düğün salonuna girişi yapacağı zaman, yolun sağına ve soluna yerleştirdikleri türden şeyler. Hatta eğlence merkezlerinde meyve tabaklarına falan konuluyor. Günlük hayatta “Yan masadan alevli meyve tabağı” diye de bol bol esprisi yapılır. Bu da öyle bir şey olmuş. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, konu hakkında bir açıklama yaparak gösteri hakkında yasal işlem yapılacağını belirtmiş. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın belirlediği şartlara aykırı olarak, aslına uygun olmayan sema töreni ve gösteri yapılamayacağını, bunun edepsizlik olduğunu söylemiş. Tamam güzel söylemiş ama o şartlar nedir? Ne kadar uyuluyor? Denetimi ve takibi yapılıyor mu? Benim naçizane görüşüm çokta yapılmadığı yönünde. Ancak böyle birkaç video sosyal medyada gündem olursa harekete geçiliyor. Sema gösterileri ticari bir meta haline gelmiş durumda. Bu gösteriler son dönemlerde içinde barındırdığı anlamın dışına çoktan çıkmış. Bu saatten sonra pekte bir şey yapılamazmış gibi duruyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sema gösterileri ile ilgili yayınladığı genelgede; Semâ’nın uygun olmayan mekân ve şartlarda, icazet, ehliyet ve liyakate sahip olmayan kişiler tarafından bir dans gösterisi gibi icra edilmesi yasaklanıyor. (Genelge 2017 yılında Nabi Avcı döneminde yayınlandı.) Buna rağmen tatil beldelerinde otellerde turistleri memnun etmek için dans gösterisi olarak kullanılıyor. Buna niye kimse itiraz etmiyor? 
 Hem bu yanarlı dönerli sema gösterisi ilk miydi? Hayır, değil.  Ben Başkent’in göbeğinde mevlevi kostüm defilesi gördüm yahu. Hem de bu kültürün doğasına hiç uygun değildi. Ben izlerken utandım. Mevlana görse o da utanırdı. Bu videoyu izlerken de utandık. İlerleyen günlerde yine böyle şeylerle karşılaşacağız ve yine utanacağız. Biz utandığımızla kalacağız, onlar yaptıklarıyla. Mesele  aslında yasak ya da yaptırım meselesi de değil. Mesele eğitim meselesi. Eğitemediğin toplumu bilinçlendiremiyorsun, bilinçlendiremediğin toplumdan da böyle görüntüler ortaya çıkıyor. 
Açıkçası, bu organizasyonu yapanlara biraz da hak vermedim değil. E bu devirde aşk ateşinden yanan birini bulmak zor. Bunlar da en iyisi ateşi biz yakalım, olsun bitsin demişler.  Bir metafor ancak bu kadar yanlış anlaşılabilirdi…
[email protected]
Emrah Özcan