Yamyamlar Bile Hür Türkler Niye Hala Esir?
Kerkük’ten aldığımız kötü haberler Doğu Türkistan’daki kötü haberlerle bir oldu ve ciğerlerimizi bir kere daha dağladı. Kerkük’ten Doğu Türkistan’a Türkler çeşitli asimilasyon politikalarına, yıldırma çabalarına maruz kalıyor. Türkmenler Kerkük’te, Uygurlar Doğu Türkistan’da yok edilmeye çalışılıyor. Birçok defa vatanından edilen, kimliksizleştirilmeye çalışılan soydaşlarımız yine aynı soysuz emellerin pençesinde çırpınıp duruyorlar.
Kerkük, Irak hükümetiyle Barzani arasında Türkmenler önemsenmeksizin pazarlık konusu yapılıyor. Doğu Türkistan’da ise camilerimiz bir bir yıkılıyor. Kamplarda esir hayatı yaşayan, kızları zorla Çinli erkeklerle evlendirilen Uygurlar ve kendi vatanlarında kimliksiz yaşayan Kerküklü Türkmenler… Yıllar geçiyor, yamyamlar bile hürriyetine kavuşuyor ama Müslüman Türk coğrafyası hala etnik ve kültürel asimilasyona, soykırımlara maruz kalıyor.
Doğu Türkistan’da edilen dualar Kerkük’tekiyle birleşiyor ve aynı gözyaşında yoğruluyor. Mekan değişiyor zaman değişiyor ama Türk’ün payına hep gözyaşı hep zulüm düşüyor. Avustralya’da öldürülen develer, sokaktaki itler kadar gündem olmayan esaret altındaki soydaşlarımızdan oluk oluk akan domates suyu değil bir milletin evlatlarının asil kanıdır.
Doğu Türkistan, Kerkük… Esir topraklarımız, kavgamız, umutlarımız, dünyayı titrettiğine inandığımız sloganlarımız, özenle hazırlanmış mürekkepten çok gözyaşı barındıran pankartlarımız, rüzgarla adeta dans eden gök renkli bayraklarımız, faillere karşı elimizden gelen tek şey olan beddualarımız, çaresizliğin dışavurumu olan esaslı küfürlerimiz ve sonunda yine gözyaşı yine acı yine keder.
Aynı kısır döngünün içinde yıpranan ama asla tükenmeyen ve yıllardır devam eden zulümlere aynı istikrarla karşı koyan umutlarımız… Umutlarımızın tükenmemesi Allah’a ve ahiret gününe olan inancımızdandır ama ahirette sadece bu zulümleri yapanlarla değil akan kan Türk’ün olunca üç maymunu oynayanlarla da hesaplaşacağız.