Vali Recep Yazıcıoğlu neden unutulamıyor?
Merhum Recep Yazıcıoğlu’nun vefatının ardından ülkemizde adından söz ettiren bir ‘VALİ’ çıkmadı karşımıza farkında mısınız?
Uzunca yıllardır Recep Yazıcıoğlu gibi bir vali arıyoruz. Bulabildik mi?…
Valilerimiz genelde olumsuz haberlerle gündeme geldiler ve gelmeye de devam ediyorlar.
Devleti yönettiği kentte temsil eden, vatandaşa kol kanat germesi gereken valilerimizin bazıları kendilerine hiç yakışmayacak bazı olumsuz olaylarla anılmaları üzüyor.
Son yıllarda valilerimizin, ilginç çıkışları ve davranışları devleti yönetenleri de rahatsız ediyor.
Vatandaşa yol göstermesi, ona yardımcı olması gerekirken insanları cezalandırmaya, azarlamaya çalışan değerli valilerimiz büyük tepki topluyor!
Halbuki vatandaşın istediği karşılarında rahmetli Recep Yazıcıoğlu gibi halkın yanında olan bir vali görebilmek.
Çok mu zor sormak istiyorum halkın yanında olmak, onlara dokunabilmek, dertleriyle dertlenebilmek?
Yıllardır karşımıza çıkmadığı için zor olsa gerek demek ki!
İşte bu yüzden karakteri, hizmetleri, iş ahlakı ile gönüllerde yer edinen devlet - millet birliğinin sembol ismi, “Her şey memleketi gerçekten sevmekle başlıyor” diyerek her yönüyle örnek alınabilecek Recep Yazıcıoğlu’nu bir kez daha özlemle arıyoruz, anıyoruz.
Günümüz valileri halktan bu kadar kopuk olursa, halka parmak sallamaya devam ederse aradan uzun yıllar geçmeye devam etse de Recep Yazıcıoğlu sevgisi bitmeyecek gibi görünüyor.
***
Rahmetli “Efsane Vali”mizin 1999 yılında verdiği bir röportajı tekrar hatırlatmak istiyorum. Belki birilerine ilham olur.
Bir gazeteci, “Valiler genelde şehrin en iyi semtinde; hatta en iyi evinde oturan insanlar olarak, biraz da halktan kopuk olarak anılırlar. Nasıl yorumluyorsunuz Valilerle (yöneticilerle) ilgili bu genel imajı” diye soruyor:
Rahmetli Yazıcıoğlu bu soruya verdiği cevap bir hayli dikkat çekici: “Mercedes’ten inmeyen, ufak dağları ben yarattım gibi olan, kapıda da bir iki barajdan sonra içeriye girilen ulaşılmaz, erişilmez, karışılmaz olan böyle yöneticiler çok. Sekretarya sistemleriyle ulaşılmaz, erişilmez, karışılmaz belediye başkanlarımız da var. 40 kişiyle çıkarken 40 kişinin hazırlık yaptığı. Bu bizim yetişme tarzımızdan kaynaklanır. Kompleksi insanlar hangi makama gelirse gelsin saltanatvari bu işi götürmek isterler. Hâlbuki Batı’da yöneticiler bisiklete biner, basit bir büroda oturur. Bizde (yöneticilerin) dairesi bir dönüm olması gerekiyor. 72 kanaldan geçmesi gerekiyor. Çıkarken 40 kişinin hazırlık yapması gerekiyor. Bugün Türkiye’de mülki idare amirleri, sanki ben bir kısım seçilmiş padişah diyorum belediye başkanlarından daha yakındır.”
“Sizin klasik bürokrat kalıbına uymamanızın altında yatan nedenler neler?” sorusuna Yazıcıoğlu’nun verdiği yanıt ise şöyle: “20 yaşında staja başladım 23 yaşında kaymakam oldum. Orada bürokrasi hastalığı kompleksten, aşağılık duygusundan kaynaklanır.”
Evet, gördüğünüz üzere bu konuşmanın ardından 21 yıl geçmiş; ancak ne yazık ki yöneticilerin çoğunda bir maalesef değişiklik yok, kompleksli olanların sayısı bir hayli fazla. (Halka kapısı sonuna kadar açık, mütevazı, gösterişi sevmeyen yöneticiler hariç)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.