Geçtiğimiz hafta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ”Okul önünde uyuşturucu satanın ayağı kırılmalı” şeklinde çıkışıyla dikkat çekmişti. Uyuşturucu ile mücadelede kararlılığı vurgulayan Soylu, toplumdan büyük destek görüyor. Bu açıklamalarının ardından Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ile Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı ekiplerin okul çevresindeki denetimleri sıklaştı. Bu uygulamalardan hem çocuklar hem de aileleri oldukça memnun.  Mücadele bununla kalmıyor, otoyollarda yapılan denetimlerle de zehir tacirlerine geçit verilmiyor. Güvenlik güçlerimiz her gün onlarca kilo uyuşturucuyu sakladıkları yerlerden bularak önemli işlere imza atıyor. Geleceğimizin teminatı gençlerimizi bu batağa çekmeye çalışanlara geçit vermeyen emniyet teşkilatımıza minnettarız. 
Uyuşturucu ticareti başta PKK olmak üzere terör örgütlerinin ana finansmanını oluşturuyor. Terör örgütleri finans kaynaklarını güçlendirmek için uyuşturucu maddelerin üretimi, sevkiyatı, dağıtımı, satışı, elde edilen kara paranın aklanması olmak üzere uyuşturucu madde kaçakçılığının her safhasında faaliyet gösteriyorlar. Bu bakımdan değerlendirdiğimizde uyuşturucu ile mücadelenin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Bu başarılı operasyonlar ile sadece gençlerimizi korumakla kalmıyoruz, teröre de ağır darbe indirmiş oluyoruz. 
Uyuşturucu ile mücadelede devletin güvenlik güçleri üzerlerine düşen görevi layıkıyla yapıyor. Fakat bütün görev elbette devlete düşmüyor. Bu hususta toplumda yaşayan bireyler olarak da medya mensupları olarak da üzerimize düşen görevler var. Haber yapan arkadaşlarımıza yol gösterici olması açısından bazı önemli hususları belirterek ben de bu mücadeleye katkı sağlamak istiyorum. 
*Öncelikle bağımlılığın tedavi edilebilir bir hastalık olduğu unutulmamalı. Uyuşturucu kullanan bireylere nasıl yardım edileceği konusu programlarda, yayınlarda ve bildirilerde daha çok işlenmeli. 
*Uyuşturucunun birey üzerindeki geçici keyif veren etkilerine yer vermek, risk gruplarını uyuşturucu kullanımına yönlendirebilir. Bu nedenle özendirici açıklamalardan uzak durulmalı.
*Uyuşturucu maddenin özellikleri, kullanım şekli ve kullanımı için gereken malzemeler ayrıntılı şekilde anlatılmamalı. Zira kötü olan bir şeyin kullanımını insanlara öğretmek gibi tuhaf bir duruma yol açabilir.
* “Uyuşturucu tutkusu, keyif verici madde, altın vuruş”  gibi ifadelerin kullanılması büyük bir hatadır. Bununla birlikte “kilo verdirir" veya "yaratıcılığı artırır" gibi özendirici nitelemelerden kesinlikle uzak durulmalı. Bu ifadelere göz attığımızda zihnimizde olumlu çağrışımlar yapabilir. 
*Uyuşturucu kullanan kişilerin aileleri ve çevreleri ihmal edilmemeli. Tedbir almalarını ve mücadele etmelerini sağlayacak yol gösterici yayınlara yer verilmeli. Örnek davranış, söz ve tutumlara daha çok yer verilmeli.
* Bonzai adıyla satılan uyuşturucunun kesinlikle bir ot türü olmadığını,  içerisinde 400’den fazla kimyasal madde bulunan, sentetik ve çok tehlikeli bir uyuşturucu olduğunu unutmayalım. Bu nedenle ‘bonzai’ ismini kullanmaktan ziyade ‘sentetik uyuşturucu’ ibaresine yer vermek daha doğru bir yaklaşım olacaktır.