Bu hafta köşemizde rahmetli Ömer Lütfi Mete ağabeyin sevdiğim bir şiirini tahlil edip siz değerli okuyucularımıza aktarmak istedik.

Üç Ayak Bir Şafak 

“Kahpe kayışında bileniyor bıçak
Üç ayak
Bir şafak
Celep örfü ahkâm olmuş
Babam kasap vezir
Eloğluna bayram olmuş
Kuzular sağ enir
Üç ayak
Bir şafak

Ahdetmiş babam
Babam beni boğazlayacak
Topal tahteravalli hak
Fidyeler takas olmuş
Binilen dala iner nacak
İntihar kısas olmuş
Usûl bitirim
Esas bitirim
Kabul bitirim
Kıyas bitirim
Sarışın değilmişim
Kara kaş, kara göz yasak
Has anadan gelmişim
Öz ocağında öz yasak
Üç ayak
Bir şafak
Birkaç sefil
Gözde nesil
Yırtılan nazlı sancak
Gözüme bağlı mendil
Ben kırk kere İsmail
Babam İbrahim değil
Babam ortada mutlak
Babam adil
Babam katil”

Rahmetli Ömer Lütfi Mete ağabeyin bu şiiri darbeci zihniyet tarafından ezilmeye çalışılan Ülkücü harekete yazmış olduğu açıktır. Cuntacılar 80’lerde devlet yönetimini ele almış, masum ülkücüleri idama yolluyorlardı.
Şiirde “Üç ayak, bir şafak” idam sehpasını temsil eder. Üç ayak, idam sehpası bir şafak da yağlı urgandır.
Şiirde sıkça geçen “baba”’dan kasıt devlettir. Tabii o dönemde devlet yönetimini darbeciler ele aldığından devlet diyerek aslında darbeci yönetimi hedef almaktadır.
Usûl de, esas da, kıyas da bitirime dayalıdır.

“Ahdetmiş babam beni boğazlayacak” Darbeci zihniyet, Ülkücü hareketi bitirmeye çalışmaktadır.
“Sarışın değilmişim / Kara kaş, kara göz yasak
Has anadan gelmişim / Öz ocağında öz yasak”
Eften püften komik sebepler gösterilerek saf Anadolu çocukları zalimce harcanmaktadır.
“Yırtılan nazlı sancak gözüme bağlı mendil”

Canımızdan çok sevdiğimiz sancağımızı şimdi işkencelerde gözümüze bağlı mendil ettiler diyerek serzenişte bulunmakta. 

“Ben kırk kere İsmail
Babam İbrahim değil
Babam ortada mutlak
Babam adil
Babam katil”

Ben zaten vatanıma kurban olmaya dünden hazırım ama bunlar kurban etmek için değil harcamak için bizi öldürüyorlar. Güya bunlar adil, ama işin aslı bunlar katil diyerek şiirin gücüyle bir isyan ortaya koyuyor.
Bu şiir beni her zaman çok etkilemiştir. Bir evladın babaya seslendiği gibi bir ülkücünün devletine haykırışıdır, feryadıdır. Bu şiir bir duruş, bir isyandır. 

Osman Öztunç da bu şiiri besteleyerek güzel yorumlamış. Şimdi ne zaman açıp dinlesek yahut okusak C5lerde, Mamak’da, Ulucanlar’da ve nice yerdeki şehit ve gazi Ülkücü ağabeylerimiz sıra sıra gözümüzün önüne gelir.
Mustafa Pehlivanoğlu, Ahmet Kerse, Velican Oduncu, Halil Esendağ, Selçuk Duracık, Cengiz Baktemur, Cevdet Karakaş nazarında tüm Ülkücü şehitlerin ruhlarına bin selam olsun! Gözde nesil aziz şehitlerimizin ruhuna Fatiha!