Türkiye'nin tek sorunu bu mu?
Bizim geri kalmışlığımızın en önemli nedenlerinden birisi de, aydınlarımızın veya kendini aydın sananlarımızın, "havanda su döğmesidir"
Adı ister gazeteci-yazar ister eğitimci-akademisyen ister siyasetçi-politikacı olsun, yok bir birinden farkı. Aynı konu etrafında dönüp durmaları, ne kadar kısır ne kadar sığ ne kadar dar kalıplar içeresinde olduklarının bir göstergesidir.
Oysa ki, bir ülkenin aydınları, o ülkenin yolunu aydınlatan sönmeyen fenerleridir.
Bıktık, usandık, yeter artık diye bağıra bağıra sesimiz soluğumuz kesildi!
28 Mayıs'ta seçim sonuçlandı. Sayın Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi. Vatana, devlete, millete hayırlı uğurlu olsun. Olay bitti herkesin yapması gereken işlerinin başına dönmesiydi.
Peki, öyle mi oldu?
Seçimin kazananı belli olduktan sonra, karşı tarafta yani muhalefet partilerinde özellikle de CHP de kazanlar kaynamaya başladı. Suçlamalar, eleştiriler, kavga-gürültü vs.
Soru net... Peki, bize ne? Bu CHP nin sorunu, sıkıntısı, problemi değil mi? Çözmesi gereken de CHP değil mi? Yok öyle değil! Bütün haber kanallarında, bütün yazar-çizer takımlarının yanı sıra, koca koca ünvanları olan akademisyenler, CHP ile oturup CHP ile kalkıyorlar. Sayın Kılıçtaroğlu istifa etmeli mi, etmemeli? Sayın İmamoğlu Genel Başkanlığa adaylığını koymalımı, koymamalı mı? Değişim olmalı mı olmamalı mı? Vs. Oysa ki, bir partinin iç meseleleri sadece o partiyi ilgilendirir. Ne yapacağı veya yapmayacağı. 28 Mayıs'tan bu güne kadar hatta belki bu günden sonrada ülkenin tek sorunu gibi sunulup ısıtılıp ısıtılıp ayne şeyler önümüze konuluyor.
Bakın beyler, CHP bu ülkenin sadece bir partisididr. Seçim bitmiştir. O kurumun sonunları, sıkıntıları onları ilgilendirir. Size ne oluyor? PKK eş zamanlı olarak saldırıyor, döviz almış başını gidiyor, ekonomik sorunları, vatandaşın alım gücünün düştüğünü söylemeye bile gerek duymuyorum. Yağmur yağar sel gelir, kar yağar mahsur kalınır, ortalık afet bölgesine döner. Dışarı da, ABD ve AB yeni planlar peşinde, Rusya-Ukrayna Savaşı gittikçe alevleniyor, Orta Doğu yangın yeri, Kafkasya'da ciddi kıpırdanmalar var. Vs. vs. vs. Açıkcası sorunlar dağ gibi.
Peki, sayın aydınlarımız! Siz ne yapıyorsunuz? Bütün haber kanallarında varsa, yoksa CHP... Hem de her kesimden.
Sizin yapmanız gereken asli göreviniz, ülkenin sorunlarını konuşup çözüm yolları aramak değil mi? Ağızınız açıldığı zaman mangalda kül bırakmıyorsunuz. Ama siz kendinizi CHP delegesi yerine koyarak CHP yi dizayn etmeye çalışıyorsunuzu. Ülke meselelerinden “bi haber”siniz.
Oysa ki, bir ülkenin gelişmesinin temel nedenlerinden birisi de, güçlü, tutarlı, kararlı ne yapacağını veya yapmayacağını bilen, ilim, irfan sahibi, ülkenin meselelerine vakıf, kafa yoran, sorunları ortaya koyup çözüm yolları üreten o ülkenin karanlıklarını aydınlatan aydınlarıdır.
Kim kimin ipini çekiyor, nasıl çekiyo,r kimlerle çekiyor, hangi tezgahlar kuruluyor, siyasi partilerde ne olup, ne bitiyor? Bunları zaten gerektiğinde bütün kanallar haber saatinde veriyor. Peki, bir de saatlerce, günlerce bunu ne diye tartışıyorsunuz? Biri bunu bu halka anlatmalı. Halka ne faydası olduğunu, hangi derdine çare olacağını, birileri söylemeli ki bizde ne yapılmak istendiğini anlayalım.
Yeter artık! Hiçbir partinin iç işlerinde neler oluyor, kim kime ne yapıyor? Bizi zerre kadar ilgilendirmiyor. İllaki yok biz saatlerce geyik muhabbeti yapacağız, dedi-kodu da sınır tanımayacağız diyorsanız, siz belki farkında değilsiniz ama ben yine de hatırlatayım, "halkın sınırlarını zorlamayın" Bu halk kendisine yabancılaşmış olanlara, ciddiye almayanlara, tepeden bakanlara, önemsemeyen veya önemsizmiş gibi davrananlara, yakın tarihde ciddi bir ders verdi.
Aklınızı başına toplayın. Halka dönün. Halkın sorunları ile sizin konuştuklarınız aynı mı bir bakın? Sonra da halkın sizin için ne düşüneceğini bir düşünün.
Demedi demeyin. Benden söylemesi...
İsmet Taş - İç Anadolu Birliği Genel Başkanı
Dünya Muhabirler Birliği Türkiye Başkanı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.