Türkiye gündemi nereye akacağını bilemedi
Türkiye gündemi o kadar hızlı bir şekilde yön değiştiriyor ki kendinizi bir anda başka bir oluşum içerisinde bulabiliyorsunuz.
Kısacası bir hafta önce eleştirdiğiniz konuyu bir hafta sonrasında alkışlayarak destek veriyor olursunuz gibi özetlersek daha doğru olacaktır.
Papaz, dolar, Suudi gazeteci, yerel seçim hazırlıkları v.b maddeler konuşulurken bir anda "pat" diye gündem değişiyor.
Haber sayısı artması elbette bilginin akışı sağlanması açısından fayda sağlayacaktır ancak bir anda insanlar "neyin üstü kapatılacak" diye sorular sormaya başlıyorlar.
Yani bu konuyu öğrenmeden başka konuya geçince "hocam işlememiştik" edasıyla yargılamaya başlıyorlar.
Bu yüzden bir düzen bozulması yaşanıyor ancak elbet akışa herkes ayak uydurmak zorunda kalıyor.
Arda meselesine girmeyeceğim. Ahmet Hakan'ın Hakan Atilla istihbaratını nereden aldığı daha çok ciddi bir mesele gibi duruyor onun yanında.
Ayrıca daha önceki bir yazımda yerel yazılar yazacağımı söylemiştim ancak görüyorsunuz gündem akışı beni bile yoldan çıkarttı.
Bir hafta içinde 40 takla atıyoruz. Hangi konu hakkında yazı yazacağım diye kendimle kıyasıya mücadeleye giriyorum.
En doğru detayları aktarmaya zorluyorum kendimi. Şikayetler elbette mail üzerinden geliyor. Bu konuda hassas biriyim.
Ancak yerel yazılar yazarak güzel bir kitle elde edeceğimi ve Ankara'nın sorunlarını ve konuşulması gereken detaylarını beraber burada tartışabileceğimizi düşünüyorum. Belki ilerleyen süreçte yeniden yerel konularda yazılar yazarak Ankara ile alakalı olarak sorunları ele alabiliriz diye ümit ediyorum...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.