Türk Siyaseti İki Yüzlülükten Kurtulmalıdır!
Benim gibi sizde mutlaka merak ediyorsunuzdur! 236 ülke arasında Türkiye gibi başka bir ülke var mıdır? Elbette ülkemizi canımızdan daha çok seviyoruz, bunda bir sıkıntı yok. Sıkıntı benim güzel ülkemde yapılan siyasetin iki yüzlü olması. Nasıl mı?
Fazla değil, bırakın geriye gitmeyi, hafızalarda canlılığını koruyan son beş aydaki olaylara siyasi şapkamızı çıkartarak şöyle kısaca bakalım.
-Bütün dünya da olduğu gibi Kovit-19 bizim başımıza da bela oldu. Çok şükür ki sağlık alt yapımız ve zamanında alınan tedbirler sayesinde en az zararla atlatıyoruz. Yaşananları biliyorsunuz. Bütün dünya bizi alkışlarken, bizde ki bazı siyasetçiler bırakın alkışlamayı bir maske dağıtımını bahane ederek çelişkiler yumağı oluşturdular.
-Bakıldı ki pandemi kontrol altına alındı, elde de malzeme yok, insanlar canının derdinde iken, “Bu salgın ne olacak, bize de bulaşır mı” diye tedirginlikler had safhadayken, bilinmeyen bir nedenden dolayı, demokrasi dışı yollarla iktidarı ele geçirme yani, “Darbe” imaları yapılmaya başlandı. Ülke gündemi günlerce meşgul edildi, sonraları da iktidar, “Bizim gündemimizde darbe yok” dedi gündemden kalktı.
-Yine bazı siyasetçiler geçmiş seçimlerde bazı partilerin HDP ile iş birliği yaptığını ileri sürdü. Suçlanan parti inkâr etti, HDP siyasetçilerinin bir kısmı evet görüşüldü, bir kısmı hayır görüşülmedi bazı şeyler gizli kalmalı gibi muğlak ifadeler kullandı.
-Acı ama gerçek, hiçbir siyasi parti HDP ile yan yana gelmek istemiyor, PKK nın yanında konumlandırıyor ama seçim zamanı gelince gizli ittifaklar kurmak için can atıyor!
-HDP’yi hem tu kaka ilan eder hem de PKK nın siyasi kolu deriz ama yasa gereği hazine yardımı yaparız, bu paraların nerelere gittiğini bile bile… Yıllarca Seçim Kanunu değiştirilsin diye demeç verilir ama ciddi hiçbir adım atılmaz. HDP kapatılsın denir ama bu konuda hiçbir yasal düzenleme yapılmaz.
-Yine bir partimizin başkanı yeni kurulan partilere Meclise girmeleri için vekil verebiliriz dedi. O partilerden bir tanesi, “Yok ben almam istemem” çıkışı yaptı. Bazı siyasetçilerimizde, “Askıda Milletvekili Var” gibi traji komik espriler yapmaya başladılar!
-Ve bitmek tükenmek bilmeyen bir iddia ortaya atıldı. Malum siyasetçilerimiz tarafından “Erken Seçim” ve kurulacak yeni ittifaklar…Çelişkinin en inanılmaz olanı da bu. Türk siyaseti böyle bir siyasi cehaleti bugüne kadar yaşamadı. Yeni Cumhurbaşkanı Hükümet Sisteminde seçimin nasıl yapılacağı belli. Ya Meclis karar verir veya Cumhurbaşkanı. Meclisin, Ak Partinin oyları olmadan seçim kararı alması sıfır ihtimal. Çünkü Meclisin erken seçim kararı alması için 360 milletvekili lazım. Ak Parti dışında bütün partilerin vekillerini toplayın bu sayıya ulaşmıyor. Yani Başkan Erdoğan isterse erken seçime gider, istemezse gitmez, zamanında yapılır. Hal böyle iken ve bunu bütün siyasetçilerin bilmesine rağmen akılları estikçe erken seçimden bahsediliyor olması ve hatta tarih verilmesi akıllara zarar.
Kısacak zaman içerisinde, bu veya buna benzer çelişkileri çoğaltabiliriz veya sizde ekleyebilirsiniz.
Türk siyasetinin asıl çelişkisi, bütün bunları ne zaman konuşuyor olması. Salgının olduğu bir zamanda dillendirilmesi ikiyüzlülüğün geldiği son nokta. Bakın televizyonlara sanki bu ülke pandemi yaşamıyor, her gün onlarca insan ölmüyor! Siyasiler asla gündemde olmaması gereken konuları konuşuyor. Pes!
Yani halk neyin derdinde, siz neyin derdindesiniz? Ancak bu kadar kısa sürede bu kadar çelişkiler yumağı oluşur. Galiba bu durum sadece bizim siyasetçilerimize has olsa gerek.
Mamak Lisesi mezunlarından değerli dostum Ali Roylaz’ın bir sözünü aktarmak istiyorum. “İçimizdeki Aslanları Öldürmeyin”
Bakın beyler; sizler çelişkide sınır tanımazken, içimizdeki aslanlar, doğu ve güney doğu da, Suriye’de, Irak’ta PKK ya kök söktürüyor, şehitlerimiz geliyor, Libya ‘da ülkemizin menfaatleri uğruna savaşıyor, Doğu Akdeniz’de düşman pusuda yatmış bekliyor, Orta Doğu bataklığına çekilmeye çalışılıyoruz, gün geçmiyor ki ekonomimize saldırılar olmasın vs.
Sahi siz hala neyin derdindesiniz? Sizlerin, bu halkın gözlerinin içine baka baka “Aptal!” yerine koymanızdan bıktık. Sakın unutmayın! Bu halk balık hafızalı falan değil, hatta sizlerin görmek istemediğinizi de gören analizini yapan bir halk var karşınızda. Kimse çantada kekli değil.
Sizlere dair içimizde, kalbimizde, gönlümüzde zerre kadar bir güven, bir itimat, bir umut kalmışsa, “İçimizdeki yüreğimizdeki aslanı öldürmeyin”
Ne zaman ki Türk Siyaseti iki yüzlülükten kurtulur, işte o zaman, gelişmenin, çağdaşlaşmanın, ilerlemenin, medenileşmenin, teknolojinin ışık hızı ile yükseldiği günler olacaktır.
Bu vesile ile,
Kadir Gecenizi ve Mübarek Ramazan Bayramınızı en derin kalbi muhabbetlilerimle kutlar, Allah’a ram olan kullardan olmamızı Cenab-ı Allah’tan niyaz ederim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.