Türk Ordusu İşgal Değil, Barış Ve Medeniyet Ordusudur
Şevket Tandoğan Hocamız anlatmıştı; “Fatih Sultan Mehmet Han Ordusu ile Edirne’den İstanbul’a doğru hareket etmişti. Yolda Sultanın önünü Allah dostu biri keser. “Ey Sultan nereye gidiyorsun? Der. Sultan; “Konstantinopolis’i fethetmeye gidiyorum” der. Allah dostu, “Bu konuda Peygamberimizin hadisi var, İstanbul’u, “Kur’an ehli olan ordu fethedecek demiştir. Senin ordun Kur’an ehlimi?” “Sultan, “Benim ordumun hepsi Kur’an bilir” der. Allah dostu “deneyelim o zaman” der.
Ordu, Çatalca bölgesinde bağlık, bahçelik, yeşillik bir yerde konaklattırılır. Aradan bir hafta geçtikten sonra harekât emri verilir. Kısa bir süre sonra orduya duyuru yapılır. “Padişah ölümcül bir hastalığa yakalandı. Çaresi de bir salkım üzümdür. Heybesinde bir salkım üzüm olan hemen getirsin. Padişahımıza şifa olacaktır.” Uzun bir beklemeden sonra tek bir kişiden, tek bir salkım üzüm çıkmaz.
Allah dostu, “Ey Sultan, yolun, bahtın açık, gazan mübarek olsun, Ordun Kur’an ehli, İstanbul fethi hayırlı olsun” der.
Bizim ordumuz da Fatih Sultan Mehmet Han’ın torunlarıdır. Gittikleri yere, barış, hürriyet, kardeşlik, huzur ve medeniyet getirirler. Türk Orduları hiçbir zaman işgaldi değil, barışçıl olmuştur. Allah için savaşmışlar, Cennete koşarak gitmişlerdir. Her biri şehitlik mertebesine ulaşmak için inanılmaz fedakârlıklar yapmışlardır. Onun içindir ki, bütün dünya milletleri tarafından takdir toplamış, dünyanın en cesur, en savaşçı, en adil ünvanını almıştır.
Türkiye, “Güvenlik Koridoru” nu oluşturmak için, Cumhuriyet Tarihinin en kapsamlı harekâtlarından biri olan Barış Pınarı Harekâtını başlatmış, çok kısa bir süre içerisinde, büyük bir başarıya imza atmış, adına ve kendine yakışır bir şekilde muzaffer olmuştur.
Süper güçler hiç beklemedikleri bu başarı karşısında, kendi adlarına vekalet savaşı veren YPG/PYD/PKK'yı kurtarmak için hızlı bir şekilde Türkiye ile anlaşma yoluna giderek, malum örgütleri, Türkiye’nin istekleri karşılığında 30 km nin dışına çıkartarak kurtarmışlardır. Türkiye istediği güvenlik bölgesini elde etmiştir. Ama kafada ki sorular cevap bulmamıştır!
-ABD nin terör örgütüne yolladığı Kırk Bin tır silah nerede? Kimlerin elinde? Nerede, kimler tarafından nasıl kullanılacak?
-ABD ve Rusya YPG/PYD/PKK ya sahip çıktı. Bu ne anlama geliyor? 90 bin civarında ki YPG/PYD/PKK dan oluşan tam donanımlı ordu nerede konuşlandı? Bu durum Türkiye için nasıl bir tehlike arz ediyor.
-ABD ve Rusya arasında ne tür bir pazarlık var ki, ABD, Suriye’de bazı yerleri Rusya’ya bıraktı?
-ABD nin terör örgütü liderini bağrına basması ne anlama geliyor? Orta Doğu’ da nasıl bir kirli, pis bir plan var? Terör örgütüne ABD tarafından yeni görevler mi verildi? Bu görev nedir?
-Deaş liderinin öldürüldüğünün Trump tarafından açıklanması ve sonrasın da Trump’ın, ‘Bağdadi sonrası kim lider olacak ve nerede biliyoruz” açıklaması ne anlama geliyor? Vs.
Bu ve buna benzer sorular çoğaltabiliriz. Elbette bu soruların bizde bir karşılığı var. Ama asıl önemli olan bu soruların cevabı ne olursa olsun Türkiye, düşmanları tarafından çevrilmiş ciddi bir tehlike ve tehdit altında olduğu gerçeğini hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamız lazım. Bunun içinde her an her dakika savaşa hazır halde beklememiz gerekir.
Görünen o ki Orta Doğu’ya benzin dökülmüş! Bir kibrit çakılması bekleniyor. Bu öyle bir yangın olacak ki, bırakın Orta Doğu’yu bütün dünyayı kavuracak şekilde. Her zamankinden daha dikkatli, her zamankinden daha fazla hazırlıklı olmalıyız.
Türkiye hem sahada hem masada var. Bu bir gerçek. Elimizdeki argümanları en üst düzeyde kullanmalıyız.
Düşmanın bir hesabı varsa bizim on hesabımız olmalı. Ve elbette Allah’ında bir hesabı var.
Lafta değil öz de milli birlik ve beraberliğimizi daha da pekiştirmeliyiz. Muhalefet yaparken, Türkiye’nin çıkarlarını, itibarını düşünerek yapılmalı. Milli meseleler söz konusu olduğunda, akan sular durmalı, bütün husumetler ortadan kalkmalı, tek ses, tek vücut tek yumruk olarak düşmanın karşısına çıkmalı.
Kahraman Ordumuz, son Barış Pınarı Harekâtı ile barış ve medeniyet ordusu olduğunu bir kez daha göstermiş, dünyanın takdirini kazanmıştır.
Bu vesile ile,
Cumhuriyetimizin 96. Yıl dönümünü kutluyor, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ilelebet payidar kalacağı konusundaki inancımızı tekrar ifade etmek istiyorum.
Kahraman ordumuzu, rütbeli, rütbesiz her bir neferini Allah’ın selamı ile selamlıyorum. Allah yar ve yardımcınız olsun.
İsmet Taş- İç Anadolu Birliği Genel Başkanı
Dünya Muhabirler Birliği Türkiye Başkanı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.