Alperen Coğrafyanın Bilge Kralı Aliya İzzetbegoviç - 2
1990'lı yıllara girildiğinde Yugoslavya Federasyonu içinde bir bağımsızlık hareketi baş gösterdi. Eyaletler birbiri ardından bağımsızlıklarını ilan ediyor ya da bu yönde niyetlerini ortaya koyuyorlardı. Bosna-Hersek de 1 Mart 1992'de gerçekleştirdiği referandum sonrasında bağımsızlığını ilan etti. Çünkü yapılan referandumda halkın % 62,8'i bağımsızlığı tercih etmişti. Ancak Sırplar hemen arkasından Bosna-Hersek yönetiminde söz sahibi olan Müslümanlara karşı savaş açarak yeni bir katliam hareketi başlattılar. Bosna-Hersek Müslümanlarını en çok sıkıntıya sokan da, Avrupa'nın üçüncü büyük ordusu Yugoslavya Federal Ordusu'nun Irkçı Sırp gruplarıyla birlikte hareket etmesi, onlara destek vermesiydi. Müslümanlarsa herhangi bir askeri destekten yoksun ve silah yönünden çok zayıftılar. Sonuçta Sırplar Bosna-Hersek'in önemli şehirlerini işgal ettiler. Bu işgal hareketi bir milyona yakın Müslümanı göçe zorladı. Sırplar işgal ettikleri yerlerde hem katliam hem de yıkım gerçekleştiriyorlardı. Özellikle camileri ve İslâmi izler taşıyan tarihi eserleri yıkmaya özen gösteriyorlardı. Bosna-Hersek meselesinin çözümü için değişik tarihlerde gerçekleştirilen görüşmeler ve arabuluculuk çalışmaları da bir sonuç vermedi. 1994'ün sonuna gelindiğinde Bosna-Hersek'teki iç savaşın aldığı can sayısı 250 bini, göçe zorladığı insan sayısı ise 1 milyonu aşmıştı.
İşte böyle zor bir dönemin yaşandığı, Bosna-Hersek Müslümanlarının en zor şartlarla karşı karşıya oldukları dönemde Aliya İzzetbegoviç bu ülkenin cumhurbaşkanıydı. Zulüm ve vahşetle karşı karşıya olan Müslümanların ve büyük bir yıkımla karşı karşıya olan ülkesinin lideri konumundaydı.
Bosna-Hersek Cumhuriyeti cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç çok büyük askeri güce ve imkâna sahip olan Sırplarla, her türlü askeri imkândan yoksun ve hiçbir dış desteğe sahip olmayan Bosna-Hersek halkını karşı karşıya getirmemek için önce oldukça temkinli bir politika izledi. Fakat saldırganlıkta sınır tanımayan Sırp çetelerine karşı Müslümanların haklarının ve bağımsızlıklarının savunulması için direnişten başka bir yol da yoktu. 60 sene Miras-ı Fatih'I savundu. Kanlı yıllardan sonra yapılan anlaşmayla savaş sona erdi ve ondan sonra yapılan tüm seçimlerde Bosna Hersek'in devlet başkanı seçildi. Müslüman Boşnak halkının namusunu, haysiyetini ve şerefini Allah’ın yardımıyla o yiğit lider korudu, gözetti.
Aliya gösteriş olur diye Cuma namazını hangi camide kılacağını en son ana kadar gizli tutardı. Gideceği camiyi, Oğluna ve korumalarına, arabaya bindikden sonra söylerdi. Dini istismardan çok korkardı ve cami avlularındaki ilgiden son derece rahatsız olurdu. Bir gün.. Sisli bir kış havası ve günlerden Cuma. Müslümanlar devam eden Sırp bombardımanından korunmak için yüksek binaların duvar diplerinden hızlı adımlarla camiye koşuyordu. Cami, savaşa rağmen tıklım tıklım doluydu. Hocaefendi hutbede iken Aliya ve iki koruma girdi. Hoca hutbeyi durdurdu. Hürmeten yer almasını bekledi. Görevler ayağa kalkıp en önde yer vermek istedi. Ancak Aliya, "burası Allah'ın evidir. Burada farklılık olmaz.. Allah katında en üstün olan, takva sahibi olandır. Herkes, bulduğu yere oturur. Ben burada oturacağım. Bilmiyoruz, belki hepimiz çiğnenecek, öleceğiz; amma, İslam’ı inşallah çiğnetmeyeceğiz... Hocam lütfen hutbeyi tamamlayın!" demişti. Aliya'nın o tavrıyla bütün cemaat duygulanmıştı..
Son günlerinde kendisi için büyük bir anıt mezar yapıldığını öğrenen Aliya, devlet yetkililerini bu projelerinden vazgeçirterek, şehitler arasında mütevazı bir mezarda gömülmek istediğini iletti. Talebi üzerine Aliya, Saraybosna‘daki Kovaçi Şehitliği‘nde kendisi için hazırlanan mezara defnedildi.
Merhum Aliya’nın, “Her şeye kadir olan Allah’a yemin ederim ki köle olmayacağız” şeklinde mezar taşında yazan sözü ise hayatı mücadele ile geçen liderin Boşnak halkına bıraktığı en önemli tavsiyelerinden biri olarak gösteriliyor. Bosna-Hersek Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç 19 Ekim 2003’te vefat etti.
Ve Yiğit Adam,
Mücahitlerin Şahı,
Balkanların İncisinin Sultanı,
Al-i Osman’ın emanetinin bekçisi,
Bosna’mızın Bilge Kralı, Aliya’mız, ruhun şâd mekânın cennet olsun.
Haykırıyoruz izinden tüm zalimlere
“Her şeye kadir olan Allah’a andolsun ki köle olmayacağız!”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.