İsrail’in, İran’ın Şam Konsolosluğuna saldırmasından sonra, günlerdir İran, İsrail’e ne zaman nasıl saldıracak, bu üçüncü dünya savaşına neden olacak bir saldırımı olacak, Orta Doğu kan gölüne mi dönecek? vs. vs. vs.

Dünya bu olayla yattı bu olayla kalktı. Şahsım dahil aklı başında olanlar, dünya siyasetini gerçekçi bir gözle okuyanlar, İran ve İsrail’i çok iyi tanıyanlar, özellikle İran’ın İslam Dünyası üzerindeki baskılarını bilenler veya İran’ın gücünün sadece çevresindeki kendi dindaş ve ırktaşlarına gösterdiğinin farkında olanlar, söz konusu ABD ve İsrail olduğunda sus-pus olduğunu, yani “çevresine karşı kaplan, malum ülkelere karşı kedi kesildiği” gerçeğini görenler, “rüya görmeyin, İran misilleme olarak İsrail’e saldırmaz, saldıramaz. Göstermelik birkaç füze atar misilleme yaptım der olayı kapatır.”

İşte tam da böyle oldu. Dağ fare doğurdu. İran, İsrail’e saldırdı. İsrail; “saldırıda bir kız çocuğu ayağından yaralandı, bir askeri tesisimiz hafif hasar gördü” açıklamasını yaptı. Böylelikle İran intikamını almış oldu! Sular da tekrar duruldu. İsrail hız kesmeden Gazze’deki soykırıma devam etti.

(Şimdi bazı okurlarım “gerçek bir savaş çıksaydı hoşuna mı giderdi?” diye bir soru akıllarına gelebilir. Kesinlikle, asla. Ancak Gazze’de binlerce başta çocuklar olmak üzere masum insanlar alçak İsrail tarafından katledilirken, film seyreder gibi seyredilmesini de hazmedemiyorum)

Bunun böyle olacağını genelin bilmesine rağmen sürekli bu konu işlendi. Pişirildi pişirildi önümüze getirildi. Ama diğer taraftan Türkiye için son derece önemli olan bir olaya kimse değinmedi. Yani, Türkiye Futbol Federasyonunun, Süper Lig’de, Video Yardımcı Hakem (VAR) için yabancı hakem görevlendirme kararı alması gündem bile olmadı.

Bu karar kayıkçı kavgasına dönen, danışıklı döğüş olan İran-İsrail savaş oyunundan çok daha önemli.

Türk Hakemlerine yapılan bu hakaret asla kabul edilemez…

Türkiye’nin itibari ile kimse oynayamaz.

Türkiye’yi Kendi insanına güvenmeyen bir ülke konumuna düşürenler hesap vermeli.

Bakın göreceksiniz bugün VAR için gelen yabancı hakemler yarın hakemlerimizin yerini alarak sahalarda göreceğiz.

Bu işi yönetemiyorsanız çekin gidin.

Bazı takımlarımızın haksızlığa uğramış olması, adaletsiz kararların alınmasından dolayı oluşan kaosun çözümü bu mu?

TFF resmen Türk hakemlerine; “Ben size güvenmiyorum” dedi. Peki MHK ne dedi? Dişe dokunur hiçbir şey söylemedi.

MHK hemen toptan istifa etmeli. Kararı protesto ederek sahalardan çekilmelidirler. Aksi halde itibarları ayaklar altında. Halk sizin ne yapacağınızı ibretle, hayret ve büyük bir şaşkınlıkla izliyor. Bir hakeme yapılan saldırı sonucunda bütün hakemler ayağa kalkarken, hakemlerin itibarını yerle bir eden bu karar karşısında sessiz kalınması, “kişinin itibarı, ülkenin itibarından daha mı önemli?” sorusunu aklımıza getirdi.

Türk futbolunda neler oluyor? Aklı yeten birileri bize bunu anlatmalı.

Görevini yapamayan, yanlış yapan, hatalı kararlar veren hakemleri cezalandırırsınız yine hata mı yaptı düdüğünü elinden alırsınız olur biter. Ta ki hakemlerimiz adaletli ve tarafsız oluncaya kadar bu işleme devam edersiniz. Bu kadar basit bir çözüm yerine yabancı hakemler çağırmak, Türk futbolunu yabancıların güdümüne vermek, Türk hakemlerine hakaretten başka bir şey değildir.

Buradan spor yorumcularına da bir iki çift lafımız olacak. Kendi tuttuğunuz takımlar söz konusu olunca adaleti de tarafsızlığı da rafa kaldırıyorsunuz. Yabancı hakem atamasına ses çıkarmıyorsunuz veya cılız ses tonu ile itiraz ediyorsunuz.

Sizleri dinlemenin boşuna zaman kaybı olduğu herkesin malumu artık. Aklınızı başınıza toplayın. Adaletli ve tarafsız yorumlar yapacaksanız yapın aksi halde bırakın bu işleri.

TFF acilen kararından dönmelidir. Hakemlere ayar verecekseniz bunun yolları belli.

Kendi ayağınıza sıkmayın, bu ülkenin itibarı ile oynamayın…