TRAJİKOMİK HİKAYEMİZ
Ne oldu İtalya maçında, Kendi yapamadığımızı başkalarından beklediğimiz olay gerçekleşmedi ve evimize annemizin ligine geri döndük. çekirge bir sıçrar iki sıçrar, sonu hüsran olur hep. Son dakikalarda aldığımızı bu sefer son dakikada verdik.
Çekleri 2-0 yendik ve her zamanki senaryo olacak diye beklemeye başladık. Portekiz 3-2 yenikken işte yine oldu, diye beklerken Portekiz golünü attı.
Olsun… Biz şanslıyız yine olur dedik, İtalya nasıl olsa yener, halbuki maç başlamadan bitmişti.Çünkü; tamamen yedek kadroyla maça çıkmıştı İtalyanlar. O’na rağmen iyi mücadele ettiler, direklerden iki topları döndü, ama şans bu sefer bizden yana değildi ve bizim için maceranın ve hikaye’nin sonu gelmiş oldu. İtalyan seyircisi de en az bizim kadar bizi istedi,ama olmadı.
Peki İtalya yenseydi ne olurdu… Rakibimiz Galler olacaktı. Galleri yeneriz diye bekliyorduk ama Galler şampiyonaya çok iyi hazırlanmış ve inanmış bir takım,daha ilk turda evimize dönerdik.
Çünkü biz inanmamıştık,mantalite olarak kafa olarak hazır değildik,sadece para….
Kadro yanlışlığı Fatih Terim’in kapris ve ben bilirim tavırlarının konuşulduğu bir ortamda kafa olarak mantalite olarak hazır olmamız imkansızdı. Zaten; milli duyguların, Para, bu kadar önüne geçerse olacak budur. Şimdi futbol federasyonu şapkasını önüne koyup bundan sonrası için neler yapılmalı bunu düşünmeli başarısızlığın sebebi nedir, etkenler nelerdir, bunları düşünmeli ve tedbirleri almalıdır.
Başarılı olan takımlar da bizimkiler gibi etten kemikten insanlar, tek farkımız yetiştirilme… tesis ve disiplin, iyi hazırlanma. Bunların olması içinde takımlarımızın alt yapılarına önem vermeleri ve kulüpleri bu konuda teşvik etmeleridir.
Alt yapısı bitmiş futbol fabrikası dediğimiz takımlara bir bakalım; Sakaryaspor, Gençlerbirliği, Bursaspor vb… şu an ne durumdalar alt yapıdan kaç tane sporcu yetiştirip yukarıya taşıyorlar, maalesef iki elin parmaklarının sayısı kadar yoklar.
Buna dur diyecek politikalar, kurallar, çıkmadığı sürece Türkiye de futbolda başarı beklemek hayalden öteye gitmez.
Türk insanı başarılı ve hırslıdır, ancak imkanlar el verirse. İmkanların el vermesi içinde yetenekli çocuklarımıza imkanlar sağlanmalı, alt yapılara önem verilmeli devlet ve millet olarak taşın altına elimizi koymalıyız. Spor’daki başarı ve başarısızlık devlet büyüklerinin gündeminde olmalı.Sadece başarı olduğunda değil başarısızlık’tada olaya el atmalı, spor tesislerini çoğaltmalı okullardaki atıl tesisleri faal duruma getirip beden eğitim derslerine zorunluluk getirip daha kontrollü bir şekle sokmalıdır.
Sporun sadece futbol olmadığını diğer branşlarda önemsenmeli,tesis ve imkan verildiğinde elde edilen başarılar belli, Narman spor kulübü yıldız takımı buz hokeyinde yıldızlarda Türkiye şampiyonu, bayanlarda Türkiye şampiyonu oldu. Memleketim olduğu için ayrıca gurur duyduğum bu başarı da gösteriyor ki, imkan verilirse Türk insanı neler yapabiliyor.
Üniversite olimpiyatları olmasa o tesisler Erzurum’a yapılmasa bu çocuklar karı, buzu ancak sokaklarda görürdü ve başarılı birer sporcu olamazlardı tesisler yapılınca başarı geldi.
Devletimiz tesisleşmeye el atmalı ve başarıları oturup hep beraber seyretmeliyiz, hep beraber sevinelim, hep beraber coşalım tesis ve sporcuya verilen önem artarsa traji komik hikayeler yaşamayız, başkasının kazanmasını beklemeyiz, hep kazanan biz olursak İtalyanlardan veya başka ülkelerinden medet umar duruma gelmeyiz.
Birde spora sadece futbol olarak bakmamayı ve diğer spor branşlarını da halkımıza sevdirmeliyiz ve çocuklarımızın herhangi bir spor dalıyla uğraşmasını teşvik etmeliyiz zeki çevik ve ahlaklı toplum olmalıyız.
Sağlıkcakla kalınız…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.