Her gün medyada ve dostlardan televizyondaki programlarla ilgili büyük eleştiri duyuyorum. Ve rahatsız olduğunu iddia eden insanların bir kısmı da bu programları takip ediyor maalesef. Toplum ahlakının yere serilmek üzere olan bir boksör misali sağdan soldan yumruk yediği günümüzde bu TV programları toplum ahlakını nakavt etmek üzere. Medyada okuduğumuz haberler artık bu programlar üzerine yapılmaya başlandı. Birçok ahlaksızlık bu programlar üzerinden evimize giriyor. Ve aile yapımızı, karakterlerimizi, insanlığımızı yok etmek için ne gerekiyorsa onu yapıyor. Maalesef bizlerde sadece seyrediyoruz, hiçbir şey yapmıyoruz şikâyet etmekten başka. O kadar ahlaksız olaylar oluyor ki ülkemizde bu kadarı da olmaz dediğimiz günlerin sayısı her geçen gün artıyor. Zinanın, ahlaksızlığın, edepsizliğin, bini bir para olduğunu söylesem bana itiraz etmesiniz herhâlde. Amacım burada devleti, kurumları, şahısları eleştirmek değil. Vicdanlarımızı, toplumumuzu açıkçası bizi eleştiriyorum. Çünkü bunda hepimizin payı var kimse sorumluluktan kaçmasın. Bir annenin oğlunu öldürttüğü, kardeşin kardeşi vurduğu günümüzde daha ne kadar ileri gidebilir insanlar diye düşünüyorum ama maalesef bir sınır bulamıyorum. Hassas olmamız gereken konularda hiçbir şey yapmazken, edepsizlikte ahlaksızlıkta sınır tanımıyoruz.

Bugün modern dünyanın içinde bulunduğu ahlaki çöküntünün temelinde inançsızlık var. Her türlü değerlerin ortadan kaldırılıp yerine anlamsız bir hayat tarzının yerleştirilmek istendiği bir dünyada yaşamaktayız. Batının içinde bulunduğu kapitalist yaşam biçimi, Müslüman toplumları da olumsuz şekilde etkilemektedir. Cinsellikten uyuşturucuya; kumardan hırsızlığa uzanan olaylardan her gün televizyonlardan ve gazetelerden öğrendiğimiz olaylar zinciri oluşturmaktadır. Moda aldatmacası karşısında aslî kimliklerinden hızla uzaklaşan bir nesil yetiştirilmek istenmektedir. Toplumu ayakta tutan değerler böylelikle bir bir ortadan kalkmaktadır. Geç de olsa bunun farkına varan Batı, eğitimlerinde din ve ahlâk konularına ağırlık vermeye başlamıştır. Devlet başkanlarından bürokratlara; öğrencilerden işçilere kadar insanlar hafta sonlarını kiliselerde ibadet ederek geçirmektedirler. Böylece dinden uzaklaşmanın toplumsal çöküşü hızlandırdığını anlayıp çeşitli önlemler almaktadır. Ama bu saatten sonra nafile batı çöküşünü gerçekleştirdi, bizim ise hala fırsatımız var.