İsmet TAŞ

İsmet TAŞ

Teşekkürler Sayın Kılıçdaroğlu...

Teşekkürler Sayın Kılıçdaroğlu...

Kendimi bildim bileli Türk Milletinin varlık ve beka davasının mücadelesi içinde oldum. Millet düşmanlarının saldırılarına uğradım, yaralandım, her türlü tehdidi aldım. Ama hiçbir zaman, hak bildiğim, doğru bildiğim, değerlerden asla vazgeçmedim, Allah'ın davasının muzafferiyeti için mücadele ettim. 

Yıllarca bu partinin zihniyetinin, bu milletin milli ve manevi değerlerine nasıl düşman olduğunu, bu millete neler yaptıklarını, nasıl acılar çektirdiklerini, Batı emperyalizminin sözcülüğünü yaptığını anlattık durduk. Çok sevdiğimiz, değer verdiğimiz, saygı duyduğumuz CHP li dostlarımız oldu. Hala da var. Onlara zaman zaman bu partinin millet hayatında kapanmayacak derin yaralar açtığını söyledik. Ama hep suçlandık, horlandık, aşağılandık. Bu söylemlerimiz saldırılarında kaynağını teşkil etti. 

Bugün gelinen noktada, Sayın Genel Başkan Kılıçdaroğlu, dün bizim söyleyip de her türlü saldırıya uğradığımız konuları kendisi itiraf etti. Sayın Genel Başkan kendisi adına değil, temsil ettiği, başkanlığını yaptığı kurum adına konuştu. Ve bütün CHP yönetimi, “Bu sözlerin arkasındayız, yanındayız” mesajlarını verdi. Ne dedi Sayın Genel Başkan;

"Farklı topluluklar, çok farklı yaralar taşıyor. Yaralarımızı iyileştirmek için geçmişte yapılan hataların sorumluluğunu almayı ve bunlar için birbirimizden helallik istemeyi bilmeliyiz. Benim liderliğini yaptığım partinin de geçmişte yarattığı derin yaralar vardır. (zaman dilimi belirtilmiyor) Uzun süredir de önce bu yaraları yaratan o sistemi değiştirmekle uğraştım. Varlık barışı atı altında milletin ezilmesi ile 28 Şubatçıların açtığı yaraları kapatıp helalleşeceğiz. İkna odalarına sokulan başı kapalı kızlarımızla helalleşeceğiz. vs.vs.v.s”

Değerli dostlarım şimdi yukarda söylenenleri ben söylemiş olsaydım, bırakın linç girişimini resmen linç edilirdim. Özellikle son yıllarda, kamplara bölünmeyelim, yeni düşmanlıklar yaratmayalım, siyasi bir partiyi muhatap almayalım düşüncesi ile söylemek istediğimizi söylemedik, sustuk, yutkunduk, öfkemizi içimize attık. 

Sayın Genel Başkan samimi mi değil mi, asla bunu düşünmüyorum. Umurumda da değil. Önemli olan; Ana muhalefet partisinin liderinin resmi söylemleri, bunu son derece önemsiyorum. Bırakın samimi olup olmadığını, önemli olan sözlerinin itiraf niteliğinde olmuş olması.

Bu, yaklaşık yüz yıllık bir partinin bu millete yaşattığı, acıları, zulümleri, ızdırapları, çileleri, yoksulluğu, bu milletin evlatlarına gösterdiği düşmanlığı, geri kalmışlığımızın nedeni olduklarını, ülkeyi emperyal güçlere peşkeş çektiklerini, hainlerle işbirliği yaptıklarını daha sayamadığımız birçok suçların itirafıdır. Bunun aksini kimse söylemeyez. Ne demek helalleşmek; “Ben yanlış yatım, ben hata yaptım, ben kusur işledim, affet, hakkını helal et. Ben bir daha bunları yapmamaya tövbe ediyorum, söz veriyorum. vs.” 

Bundan sonra ne olur bilemem. Sözünde durur veya durmaz. Bunun adına sosyal barış derler, barışmak derler, kucaklaşmak derler, ne derlerse desinler o da önemli değil. Takiyedir veya değildir, yine bildiğimiz parti olur veya olmaz. Önemli olan geçmiş yüz yıl ile yüzleşmek, hesaplaşmak, yapılanları kabul etmek. Bunu inanılmaz derecede önemsiyorum. Artık; geçmişte açılan yaralar, yapılan haksız, vicdansız, hukuksuz infazlar, soygunlar, ihanetler, ihtilallere çanak tutuşlar, illegal örgütlere yataklık yapmalar, onlarla kol kola olmalar inkâr edilemeyecek. Takke düştü, kel gözüktü.

Bu strateji mi, taktik mi, seçim yatırımımı? Yoksa muhafazakâr, milliyetçi seçmenden oy almak için yapılan bir kandırmaca, aldatmaca mı? Söylediğim gibi bunların hiçbirinin önemi yok. Önemli olan yapılanların itiraf edilmesidir. İtiraf eden ise her hangi biri değil, partinin resmi ağzıdır. 

Diyeceksiniz ki,”Bunlar değil mi suçsuz, günahsız insanları darağacında sallandıranlar, Kuran-ı ve ezanı Türkçe okutanlar, şeflik devrini yaşatanlar, halkı bir lokma ekmeğe muhtaç edenler, camileri ahır yapanlar, insanların inançlarını öğrenmemeleri için her türlü zulmü reva görenler, Menderesleri asanların arkasında olanlar, teröristleri koruyup kollayanlar, başörtüsünden dolayı binlerce kardeşimizin eğitim hayatını engelleyenler, ikna odalarını kuranlar, 28 Şubatçıları destekleyenler, Karabağ’da, Libya’da, Doğu Akdeniz’de, Suriye’de ne işimiz var diyenler, başörtü yasağının devamı için bizzat Anayasa Mahkeme’sine gidenler, PKK terörünü bitirmek için sınır ötesi harekatların hukuki gerekçesi olan tezkereye hayır diyenler, vs.vs.vs.”  Evet doğru hem de sonuna kadar doğru . Ama şunu da diyorlar; "Evet biz bunların hepsini yaptık, milletin anasını ağlattık, af edersiniz, özür diliyoruz gelin helalleşelim" diyerekte itiraf ediyorlar. Bunu ifade ettiğim gibi önemsiyorum. Son derecede ciddiye alıyorum. 

Sayın Kılıçdaroğlu size gönülden teşekkür ediyoruz. Helalleşme konusunu hangi niyetle söylerseniz söyleyin, toplumla yüzleşmeniz cesurca, yüreklice, tarihi bir söylemdir, kıymetlidir, değerlidir. Hele hele Selahattin Demirtaş’a bile, “Bizde helalleşmeliyiz” dedirttiniz ya acı acı gül sekte sizin heykeliniz dikilmeli…

Sıra diğer siyasilerde. “Gerçeklerin bir gün ortaya çıkması gibi kötü bir huyu olduğu unutulmamalı”…

    İsmet Taş – İç Anadolu Birliği Genel Başkanı
    Dünya Muhabirler Birliği Türkiye Başkanı 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR