Kitabımızın İlk Baskısı Tükeniyor
Sevgili okuyucular, uzun uğraşlar sonucu topladığımız köşe yazılarımızdan oluşan SON KALENİN BURCUNDAN kitabımızın ilk baskısı senesi bitmeden tükeniyor.
İkinci baskının çıkması zaman alacaktır. Son kitaplar tükenmeden almak isteyenler Kitapyurdu, D&R, İdefix, BKM, Babil gibi kitap sitelerinden ve seçkin kitapçılardan bulabilirler.
“Son Kalenin Burcundan” ismini verdiğimiz kitap “Dikeni bıraktılar, gülümüzü aldılar.” diyerek sistemi hedef almakta ve vatanımızda dönen kirli hesapları, mazlum coğrafyalarlarla beraber öncü şahsiyetleri de anlatmakta. Son Kale olarak gördüğümüz Türkiye’mizin mana muhtevasını hatırlatmak amacıyla sizlerle buluşturmuştuk.
*****
Burcu burcu İslâm kokan güllerimizi kopardılar bizden; gül yüzleri gülerek şehit oldu hepsi. İslâm'a, vatana ve Bayrağa zarar gelmesin diye kendilerini feda ettiler.
Sahabenin mezarları dümdüz şimdi, Kâbe ise dağ boylu kulelere esir. Aksa'nın gözyaşları bağrımızı delerken, Doğu Türkistan'ın çığlıkları gitmiyor kulaklarımızdan.
Zalimlerin yaptıkları yetmemiş gibi, şimdi ruhumuza kastediyorlar.
Güllerimizi kopardıkları topraklarımızda dikenlerini bırakıp planlarını uygulamaya devam ediyorlar.
Fikrimize çatanların etkisi altında kalan genç neslin buzlanmış hissiyatı, elbet bir gün Türk-İslâm ülküsünün sıcaklığıyla çözülecek.
Muhsin Başkan'ın deyişiyle; "Önümüzdeki çağ, Türk çağı olacak; yükselen en gür seda, İslam'ın sedası olacak."
Biz; son kalenin burcunda, ehli sünnet güller yetişsin diye küfrün dikenlerini yolmaya geliyoruz.Burcu burcu İslâm kokan güllerimizi kopardılar bizden; Muhammed Raşid’imizi (k.s) zehirlediler, Bayram Ali Hocamızı katlettiler, Muhsin Başkanımıza kıydılar. Dudayev’in bedeni roketlerle paramparça oldu. Gül yüzleri gülerek şehit oldu hepsi. Kendilerini İslâm’a, vatana ve bayrağa zarar gelmesin diye feda ettiler.
Sahabenin mezarları dümdüz şimdi, Kâbe ise dağ boylu kulelere esir. Aksa’nın gözyaşları bağrımızı delerken Doğu Türkistan’daki çığlık gitmiyor kulaklarımızdan.
Zalimlerin yaptıkları yetmemiş gibi şimdi ruhumuza kastediyorlar. Güllerimizi kopardıkları topraklarımızda dikenlerini bırakıp devam ediyorlar. Reformist kafalar ‘’Kur-an’ın ayetleri değişmeli.’’ diyor mesela. Selefi kafalar tekfirleriyle cirit atıyor. Şia zihniyeti ise ‘’Ümmet kardeşliği’’ diye kabul görüyor. LGBT-İ insan hakları, tesettür ise başörtüsünden ibaretmiş de haberimiz yokmuş. Fuhşiyat, sapkınlık modernlikmiş. Ne de yobaz adamlarmışız biz yahu, üstelik de faşistmişiz…
Fikrimize çatanların etkisi altına aldığı genç neslin buzlanmış hissiyatı, elbet Türk İslâm Ülküsünün sıcaklığıyla çözülecek. Muhsin Başkanın deyişiyle "Önümüzdeki çağ Türk çağı olacak, yükselen en gür seda İslam'ın sedası olacaktır."
Biz, son kalenin burcundan ehli sünnet güller yetişsin diye, küfrün dikenlerini yolmak için geliyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.