Terörden beslenen hunfesalar
“Hunfesa” nın anlamını bilerek yazmıyorum. Meraklıları lütfen bir sözlüğe bakarak öğrenebilirler. Suruç’ta meydana gelen terör, milletimizin büyük bir kesiminin derin üzüntü ve kederine sebep oldu. Ölenlerin orada niçin bulunduklarına bakmaksızın acıları kalplerde hissedildi.
Suruç terörü bahane edilerek sevinenler ve alkış tutanlar oldu. Yapılan bazı açıklamalar ve teröre alkış tutan yaklaşımlar bana “hunfesa”yı hatırlattı.
Terörün acısını vicdanında hissetmeyen, aksine o acı üzerinden taraf bulmak için çaba gösterenler bir ad, bir sıfat bulmalı. Terörü bahane ederek kin ve husumet duygularını dışa vurmakta bir beis görmüyorlar. Çünkü terör yangınını daha büyütmek ve bütün bir Türkiye’ye yaymak arzu ve niyetindeler.
Terör karşısında iki kesim bulunmaktadır: bir tarafta yangını söndürmek, gerçek barış ve huzuru isteyenler, öte tarafta yangını büyütmek ve canavarca hislerini hayata geçirmek isteyenler. Bu ikinci grubu en iyi hunfesa kelimesi tanımlamaktadır.
Nasıl ki hunfesalar, pislikten besleniyor ve hayat buluyorlar, birilerinin hayat tarzı pislikle yaşamak. Hayatlarını sürdürebilmek için mutlaka terör gerekir. Şayet birileri terör estirmese bile kendileri üretmektedirler.
Sınırlımızda çevreleyen ateşin vakit kaybetmeden, acilen vatanımıza sıçraması için içte ve dışta ne kadar düşman varsa işbirliği halindeler. Önce yazıyorlar sonra oynuyorlar. Bu satırların yazıldığı ana kadar henüz kim veya kimler tarafından tezgâhlandığı kesinleşmeyen Suruç teröründen Türkiye’nin zarar gördüğü kesin ve bu terörün hedefi bütün bir Türkiye’dir.
Terörün üzerinden yirmi dört saat geçmeden atılan manşetler, yukarıda ki düşüncüleri doğrulamak için yeterli. 21 Temmuz 2015 tarihli paralel yapının resmi yayın organı “IŞİD Militanları Suriye Mülteci Kamplarında eğitiliyor.” Manşetini atabildi. Bu manşet bile paralel yapının kimlerle işbirliği içinde, kol kola ve nasıl bir niyet taşıdığını göstermektedir.
Son on üç yılda getirilen özgürlükler bir takım kesimler için iki numara bol gelmekte. Özgürlükleri istismar ederek emperyalizmin çirkin ve iğrenç emellerine hizmet eden zihniyetlerin itfası için yeniden layık oldukları elbiseyi giydirmek ve acı reçeteler gerekmektedir.
Şanlıurfa Ceylanpınar’da evlerinde katledilen polislerimizin acısını kalbimde hissettim. Kendilerine Allah’tan rahmet, kederli ailelerine ve aziz milletimize taziyelerimi sunuyorum. Bir gerçeği hatırlatmaktan kendimi alamıyorum. Bu katiller artık ihkakı hakkı hak ettiler. O iki polisimizin kanlarının bedeli misliyle alınmasının zamanı geldi.
Umumun selameti için milletimiz acı reçetelere katlanmak zorundadır. Gidişat hunfesaların daha çok hayat bulmasının önünü kesme zamanıdır.
G Ü N Ü N H İ K M E T İ
“Sebepler bulunduktan sonra dertlerin tedavisi mümkün olacaktır. Zira hastalığın sebebi ortaya konulmadan tedavisine imkân yoktur.”
Nurettin Topçu, Ahlak Nizamı, Sh 20
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.