Geçen hafta insanın istismarına farklı politik ve ekonomik fikirler açısından ele aldık. Bu hafta tabiatın istismarı üzerine yazamaya karar verdim. Bu sayede insanın istismar boyutunu göreceğiz.
     Yüce Yaradan dünyayı ve kâinatı insanın hizmetine sunmuştur.  İslami bakış bu konuda tam bir realizm içindedir. Nitekim insanoğlu, dünyanın ve kâinatın kendisine sunulduğunun farkındadır. Canlı ve cansız tüm varlıklar evrende yer almakta, fakat beşer onlardan farklı olarak bir sahiplenme, elde etme tavrı içerisindedir.
     İslami bakış tam bu noktada insanoğlunun karşısına geçip onlara “Mülk Allah’ındır” ihtarını çekmekte, insana sadece tasarruf yani kullanma yetkisi vermektedir. Daha anlamlı bir şekilde ifade edecek olursak; mülk üzerinde Allah’ın kullanma yetkisi mutlaktır, insanoğlunun ise sadece itibaridir. 
       İnsan yaratılışında ki üstün güçler ve nitelikler sayesinde, evrende temel bir yer edinmiştir. İnsanoğlu, tabiatın içinde güç ve kudret sahibi olarak yaratılmış olduğunu bilir. Madenler, bitkiler, hayvanlar onun emrindedir. Denizler, okyanuslar, rüzgarlar ona hizmet etmektedir. İnsanoğlu gelişen teknoloji ile gün geçtikçe bu yetkilerini iddiadan ispata taşımaktadır. O, tabiatı, zekâsı, idraki ve duyguları ölçüsünde incelemekte, değiştirmekte ve istismar etmektedir. Kendinden kat ve kat büyük canlıları ve varlıkları kontrol etmekte, kendine boyun büktürebilmektedir. 
      Allah’ın mülkünü kullanma yetkisine sahip insanoğlu, Allah’ın halifesi tavrı ile doğayı ve evreni yönetmekte, sahip olduğu manevi güçler ve nitelikler ile hakimiyetini kurmaktadır. Nitekim insanoğlu yaratılanlar içerisinde tabiatın en büyük istismarcısıdır ve bu gücünü, üstün zekasından, yüksek idrakinden ve hassas duygularından almaktadır. İnsandan bu güçlerini aldığınız zaman doğanın en güçsüz ve dayanıksız varlığı olacak; kurduğu ekonomiyi, kültürü ve medeniyeti en kısa zamanda kaybedecektir. 
       Tüm bunları bilen ve idrak eden insanoğlu, bu istismarı daha ne kadar sürdürebilir? İnsanoğlu bu güç ve yetkiler ile evrende başıboş bırakılmış mıdır? Haftaya bunlar hakkında konuşacağız.
      Selametle…