Adem Çetin

Adem Çetin

Spor Yap(ama)mak

Spor Yap(ama)mak

İnsan yapısı gereği hareket eden bir canlıdır. Bu hareketli yaşam yerini hareketsizliğe bıraktığında sağlık sorunları ortaya çıkar. Spor hem vücudu çalıştıran hem de zihni rahatlatan ruhu yumuşatan bir yapıdadır. Spor yapan insan her ortamda kendini gösterir.

Spor hayatımıza beden eğitimi dersleri ile girer. Sağa dön, sola dön, hafif tempo veya takla atma ile devam eder. Sonrasında bazı branşlara ilgimiz artar ve sporcu olma yolunda ilerleriz. İşte bu dönemi başarılı atlatamayan çocuklarda ileriki yıllarda sorunlara yol açar. Sporu geçelim yürümekten bile nefret ederler. Peki, nedir bu sorunun kaynağı? Acaba bu dersler yeterli değil midir? Aileler sporu önemsiz mi görürler? Eğitim sistemimiz mi yanlıştır? Bu sorunların hiçbirine cevap vermeyeceğim…

Diyeceksiniz bu konu nerden çıktı? Geçenlerde spor salonu kiralamak için bazı yerleri ziyaret ettim. Çoğu salon bazı kurslar tarafından tamamen kapatılmış durumdadır. Ben bazı saatleri boş olursa alalım dedim ama maalesef olumlu sonuç alamadım. Bari gelmişken kursu izleyeyim dedim. Sahada on civarında sporcu vardı. Potanın altında elinde telefon ile sosyal medyada gezinen bir de antrenör vardı. Çocuklar bir saat kendi başlarına antrenman yaptılar ve hoca bir iki müdahale yaptı ve telefona devam etti. Tribüne baktım birkaç veli de izlemek yerine telefon ile oynadı. Şimdi sorumuzu soralım: Bu çocuklar bu eğitimle sporcu olabilir mi? Buna cevap vereceğim: Maalesef olamaz.

Bazı ülkelere bakıyorum da sporda müthiş bir planlama yapıldı ve meyvelerini beş yıl içinde aldılar. Çin ve İspanya özellikle inceleme yapmamız gereken ülkelerdir. Burada İspanya’yı daha çok önemsiyorum. İklim ve insan yapısı bize çok benzerdir. Futbol, basketbol, tenis, atletizm neredeyse her alanda üst düzey sporcu yetiştirmektedir. Bir heyet göndermeli ve planlamalar yapılıp gençliğimize sahip çıkmalıyız. Beş yıla kalmaz binlerce üst düzey sporcu yetiştirebiliriz. Gerçekten potansiyeli çok yüksek bir ülkeyiz.

Futbola bakalım, basketbola bakalım hep bir yabancı oyuncu sevdasıdır gidiyor. Yerli oyuncular yetenekli değil midir yoksa yeteri kadar şans verilmiyor mu? Aslında en büyük sıkıntı mental becerimizin düşük olmasıdır. Yetenek olsa bile belli seviyenin üstüne çıkamayan onlarca oyuncumuz vardır. Burada sıkıntı olan geç yaşta spora başlamalarıdır. İspanya gibi ülkelerde spora başlama yaşı üç yaşa kadar düşmüştür. On yaşlarından sonra sporcu olan gençlerde mental sorunlar artmaktadır. Eğitimde on bin saat kuralı genel geçer bir kuraldır. Bu da nerden baksak her gün 3 saat çalışma ile 10 yıla tekabül etmektedir. 10 yaşında başladığınızı düşünün ve 10 yıl ekleyin. Yirmili yaşlarda sporcu becerileri oturacaktır ama sorun şu ki başarısızlık durumunda sporu bırakma ihtimali daha yüksektir. Erken yaşlarda başlamak ve on yılı sağlıklı geçirmek durumunda 15 yaşında becerilerin oturması başarıyı da getirecektir.

Bizden geçti diyenleri duyar gibiyim. Bizler de hiçbir şey yapamasak bile her gün birkaç km yürüyebiliriz. Sağlıklı beslenmek ve yürüyüş yapmak hayatımıza ciddi bir kalite getirecektir. Spor yaparken ısınma becerileri de önemlidir. Isınma becerilerini her yaşta öğrenebiliriz. Bu konularda her zaman uzmanlardan yardım almalıyız. Ne yaparsak yapalım araştırma yapmadan yapmayalım.

Bizler çocuklarımıza sağlıklı eğitimler aldırmak için öncelikle yetenek taraması yaptırmalıyız. Para ile gidilen kurslara değil gerçek manada sporcu yetiştiren spor kulüplerini tercih etmeliyiz. Yetenek varsa desteklemeliyiz, zorlama ile çocuklarımızı spordan da soğutmamalıyız.

Spor ve eğitim birlikte çok rahat gidebilir. Atamızın da dediği gibi “Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlâklısını severim.” Çocuklarımızı hem eğitelim hem de sporla büyümesini sağlayalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR