2017’nin 1 Mayıs’ında geçen senelerde olduğu gibi can sıkıcı sokak olayları oldu mu? Olmadı! Hem de çalkantılı Türkiye tarihinde ilk defa! Sebebi hikmetini merak edenlere şu vakayı hatırlatmak isterim: Birkaç yıl önce TBMM’deki bir komisyon oturumunda HDP’li vekillere karşı yumruğunu masaya vurarak “Kandil’i de başına yıkacağız” diye haykıran yiğit bir Bakan vardı. Karşısındaki PKK sempatizanı güruhu çileden çıkarıyordu. O yiğit isim, tahmin ettiğiniz üzere Süleyman SOYLU’nun ta kendisiydi. Teröristleri çileden çıkaran bir dille konuşmak, onlara uluorta meydan okumak az iş değildi…

Şükürler olsun ki böyle bir İçişleri Bakanımız var. FETÖ’sünden PKK’sına, DHPK-C’sinden DEAŞ’ine kadar tüm eli kanlı teröristlere inceden inceye tehdit mesajları veriyor, yürekleri titretiyor. Geçenlerde Doğu Anadolu’nun bir zamanlar tekinsiz olan, jandarmanın can güvenliğinizi sağlayamayız diyerek salıvermek istemediği dağ yollarında geç saatlerde seyahate çıktım. Diyarbakır’dan Muş’a, Van’dan Hakkari’ye, Bingöl’den Elazığ’a Evliya Çelebi gibi gezdim. PKK’dan eser yoktu. Böyle bir gelişmeyi küçümsemek, nankörlüğün dik âlâsı olur. İnsanın canına hunharca kasteden PKK’lılar ve onların üniformalı uzantıları olan fetullahçı askerler, fetullahçı polisler olmayınca hayat o kadar güzel ki… Türkiye o kadar yaşanası ki… Vaktiyle düzeni kurmuşlar: PKK gariban köylüden haraç isteyecek, olmadı delikanlıları, genç kızları dağa kaldıracak; arkadan fetullahçı-cuntacı askerler gelecek köylüye ikinci bir zulüm yapacak, köylü son çare polisi arayacak ama o da fetullahçı polis çıkınca telefon yüzüne kapanacak… Sonuçta vatandaş ne yapacak? Devletine küsecek, kin kusacak, PKK’nın kucağına düşecek, hiçbir şey yapamazsa Batı’ya göç etmek zorunda kalacak…

Kirli düzen önceden böyle işliyordu. Terör koalisyonu bölgeyi yaşanamaz hâle getirmişti. Esasen daha gizli bir plan vardı. Bölgedeki nüfusu mümkün mertebe azaltarak, bölgeyi sadece yaşanamaz değil aynı zamanda tenha yaparak ileride kurulması tasarlanan Siyonist arz-ı mevud ütopyası için uygun zemin hazırlamak..! Şu an DEAŞ de aynısını Suriye’de yapmıyor mu? Önce Arap ve Türkmen nüfusu zorbalıkla göçe zorladılar, göç etmeyenleri asıp kestiler. Tenhalaşan bölgelere YPG saldırıya geçtiği zaman hiç savaşmadan bölgelerini terk ettiler. Hatta dün itibariyle ajanslara düşen bir habere göre daha önce Golan Tepelerine saldıran (DEAŞ), İsrail’den özür diledi, “yanlışlık oldu” dedi. Biz gerçi daha o zaman anlamıştık yanlışlık olduğunu; bir köpek nasıl sahibini ısırabilir ki, elbette yanlışlık olmuştur.

PKK, DEAŞ’dan farklı mı? Zerre farkı yok. Sadece farklı coğrafyalarda faaller, hepsi o.
Gelelim bize… Bu terör koalisyonunu, bu küresel kirli oyunu bozmak için çok sağlam bir mücadele iradesi gerekir. Çok sağlam bir milli duruş gerekir. Herşeyin en sağlamından
gerekir… Bu kadar sağlam işi yapabilecek en yetkin isimse açık ve net olarak söylüyoruz ki Süleyman SOYLU’dur. Sayın İçişleri Bakanımızı daha iyi mevkiilerde de görmek isteriz. Çünkü onun varlığı; huzurun, güvenliğin, ferahlığın ve esenliğin sigortasıdır. Onun varlığı; teröristlerin ağlaması, teröristleri kucaklarına oturtan Batılıların yas bağlamasıdır.

ABD, AB ve Rusya’nın önderliğinde bir araya gelen tüm şer odaklarının arkalarına aldıkları sınırsız Soros fonlarına, en yeni teknolojili silahlara, hayasız medyanın soytarılıklarına, yıkıcı-bölücü STK’lara ve yedi düvel düşmana karşı amansız bir savaş vermekteyiz. İster kirli propaganda savaşı deyin, ister psikolojik savaş deyin, isterseniz üçüncü dünya savaşı deyin…

Türkiye bu savaşta haklı taraftır; çünkü milli bütünlüğüne ve bağımsızlığına karşı vahşice saldırılmakta; kendisine karşı her türlü ulusal ve uluslararası hukuksuzluk işletilmektedir. Böyle bir zamanda Kurtuluş Savaşı günlerindeki ruhumuza bürünerek tek yumruk olmalı ve Süleyman SOYLU gibi asil bir devlet adamıyla omuz omuza mevzi almalıyız. Haininden casusuna, teröristinden anarşistine kadar türlü türlü soysuzla mücadele eden soylu bir Bakanımız olduğu için de kendimizi şanslı addetmeliyiz.

Neye mâl olursa olsun, bu savaşı biz kazanacağız. Zaman, kahramanların tarih yazma, korkakların ise kara kara düşünme zamanıdır. Tüm soysuzlara hodri meydan!
Muhammed GÖMÜK
TAY-DER Başkanı
05/05/2017