Malum, siyasi partilere Devlet Bütçesi’nden seçim yardımı yapılıyor. 2021 yılı için Hazine’den AK Parti’ye 209 milyon, CHP’ye 111 milyon, HDP’ye 57 milyon, MHP’ye 54 milyon, İyi Parti’ye 48 milyon lira seçim yardımı yapılacak. 

Bu noktada Saadet Partili Abdullah Sevim’den dikkat çeken bir çağrı geldi:

“Siyasi partiler 2021 Hazine yardımlarını pandemi nedeniyle ekonomik durumu bozulan vatandaşlara hibe etsinler…”

Sevim, şunları söyledi: 

“Hükümet bazı paketler açıklıyor ancak yeterli olmuyor. İktidar yaptıklarını anlatıyor, muhalefet ise yapılması gerekenleri. Bu karmaşada siyasi partilerimize ben de bir öneride bulunmak istiyorum. AK Parti, CHP, MHP, HDP ve İyi Parti, önümüzdeki yıl toplamda 500 milyona yakın Hazine yardımı alacaklar. Gelsinler, sadece 2021 için alacakları bu yardımı, ekonomik durumu bozulan vatandaşlarımıza hibe etsinler.”

Yerinde bir çağrı doğrusu…

Malum;

Devlet bütçesi demek, milletin ödedi vergiler demek...

İktidar partisi millete yardımda bulunurken, milletin ödediği vergileri kullanıyor… Muhalefet partileri de millete daha fazla yardımda bulunulmasını isterken, milletin ödediği vergilerin millete daha fazla miktarda aktarılmasını istemiş oluyor.

Sonuç itibariyle siyasiler ne yapmış oluyor?

Milletin parasını millete hem de bir lütuf gibi geri aktarmış veya aktarılmasını istemiş oluyorlar. 

Buyursunlar, bir kez de… Yine milletin vergilerinden almış oluyorlarsa da… Kendilerinin olmuş olanı ihtiyaç sahiplerine aktarsınlar da görelim…

Hep mi millet fedakarlık yapacak, hep mi millet kemer sıkacak…

Bir kez de iktidarı ve muhalefetiyle siyasi partiler fedakarlık yapsın, kemer sıksın.

*** 

Mide bulandırıyorsun ey Perinçek

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Çin hayranlığı ile Doğu Türkistan düşmanlığında çıtayı yükselttikçe yükseltiyor. 

Çin zulmü altında var olma mücadelesi veren Doğu Türkistanlıları bu kez de açıktan “terörist” ilan etti. Doğu Türkistanlıları PKK’lı teröristlere benzeterek, aynen şu ifadeyi kullandı: “PKK neyse Doğu Türkistan İslam Partisi aynı.” 

Sözlerini “Amerika tarafından eğitilen, CIA tarafından fonlanan örgütler bunlar. PKK ve Doğu Türkistan” diye sürdüren Perinçek, Doğu Türkistanlıları, İŞİD saflarında Türk askerine kurşun sıkmakla da itham etti.

Akıl alır gibi değil.

Çin’in Doğu Türkistanlılara yaptıkları apaçık ortada iken, “Türk olduğunu” söyleyen (Müslümanlığı konusunda bir açıklaması var mı bilemiyorum) ve sözde Türkiye’de iktidara talip bir siyasi parti liderinin milletin gözünün içine baka baka bunu inkar etmesi ve üstüne bir de o garibanları “teröristlikle” suçlaması nasıl bir şey Allah’ım?

Çok da kaile almamalı belki ama… 

Koca koca TV kanalları başka siyasetçi yokmuş gibi milletin karşısına bu adamı çıkarınca, saçmalamaları haliyle gündem oluyor.

Yoksa kim duyar Perinçek’i!.. 

Milletimizin hafızasındaki yeri bellidir: O da, bugün güya karşıymış gibi durduğu bölücü terör örgütü PKK’yla geçmişteki yakınlığıdır; bebek katili Öcalan ile çiçekleştiği fotoğraf kareleridir. 

*** 

Kokoreçte dışa bağımlı hale geliyoruz

İhlas Haber Ajansı’nın haberinden öğrendim.

Milli lezzetimiz kokoreçte kendi kendimize yetemiyormuşuz artık. Yani dışa bağımlı hale geliyormuşuz… 

Bugün piyasada tüketilen kokorecin yüzde 60-70’ini ithal bağırsak oluşturuyormuş.

“Milli lezzetimiz kokorece 'ithal bağırsak' darbesi” başlıkla habere göre, kokorecin başkenti Balıkesir'de üreticiler sektöre vurulan ithal bağırsak darbesinden şikayetçi. Üretici Erdal Aslanboğa, piyasadaki kokorecin yüzde 60 oranında ithal bağırsak ile oluştuğunu anlatırken “ithal bağırsak kokorecin lezzetini yok ediyor. Çünkü bağırsak bakteri üretir. Bunun günlük işlenmesi gerekir” diyor.

Üretici Aslanboğa, sektördeki ithal bağırsak ağırlığının nedenini ise denetimsizliğe ve standardın olmayışına bağlıyor:

“Bağırsağın mutlaka bakanlık onaylı tesislerde ve üretim noktalarından temin etmek gerekiyor. Kokoreçte şu an bir standart olmadığı için ithal bağırsak, dana bağırsağı kullanılıyor.”